3 Ekim 2014 Cuma

BİLİNÇALTINI ANLAMAK -Bradley Thompson


Bilinçaltını anlamak için çalışma ilkelerini, bilinçaltı yasalarını ve bunları hazırlayan içsel dinamikleri bilmek gerekir.
Bilinçaltını bir bilgisayarın hard diski olarak düşünebiliriz. 
Ekranda görülenler sizin gerçeğiniz veya yaşantınızdır. 
Yani bilinçaltınızdaki olumlu, olumsuz inançlarınızın hayatımıza yansımalarıdır.
Nasıl bir bilgisayar programında direkt emir şeklinde komutlar veriliyor ise bilinçaltımız da komutlarımızı alır ve gerçekliğimize uyarlar.

Başaramayacağımıza inanıyorsak, başaramayız. 
Değişeceğimize inanıyor isek, değişiriz. 
Bilinçaltımıza ne istediğimizden emin olarak, net ve şimdiki zaman üzerinden komutlar vermeliyiz. 
Geleceğe yönelik ifadeler, istediklerimizin bir şekilde ötelenip, gerçekleşmesine engel olur.

Aklınız neyi kabul edip inanıyorsa, onu gerçekleştirebilir” der, Napoleon Hill.
Evren yasalarla yönetilir. 
Bilinçaltlarımız da tıpkı evren gibi yasalarla yönetilir. 
Bilinçaltımızın yasası "inanç yasası"dır. 
Bilinçli aklınızın kavrayıp, bilinçaltınızın inandığı şeyler gerçekleşir. 
Böylesine büyük bir güce sahip olduğumuzun çoğu zaman farkında değilizdir.

Bilincimizin gücünü bir fikri kavramak için, bilinçaltımızın gücünü ise sonuca ulaşmak için kullanırız. 
Birçok kişi bunun tersini yapar. 
Bilinçlerini neticeye ulaşmak için kullanırlar, bu da genellikle stres ve endişe yaratır. 
Bu durum bilinç gücümüzle, bilinçaltı gücümüzün kullanımındaki farktır. 

Bilinçaltımız mıknatıs gibidir. 
Kendi inançlarını yansıtan şeyleri çeker. 
Bilinçaltımızda belli bir inanç varsa, bilinçaltımız bu inanca uygun titreşimler yaratır ve bunu yansıtan veya buna uyan olayları ve insanları kendine çeker. 
Buna son dönemlerde adı çokça duyulan Çekim Yasası denmektedir. 
Yerçekimi yasasının varlığının kesin olması gibi Çekim Yasasının varlığı da kesindir. 
Eğer bilinçaltınız yaşamınızın zor geçeceğine inanırsa, gerçekten yaşamınız zor olacaktır. 
Karşılaşacağınız olaylar ve insanlar hayatımızı zorlaştıracaktır. 
Eğer bilinçaltımız paranın zor kazanılacağına inanırsa, para zor kazanılır. 
Karşınıza çıkan fırsatlar para kazanmak için insan üstü çaba göstermeniz gerekenler olacaktır. 
Sizin gerçeğinizi yaratan inancın ne olduğuna siz karar veremezsiniz, bilinçaltınız verir.

İstemediğimiz bir durum karşısında bu durumu hazırlayan içsel sebepler ne olabilir ? 
Bu durum çoğu zaman bilinçaltı korkularımızın bir sonucudur.
Birçok insan kendini sık sık aynı senaryonun içinde bulur. 
Ne yaparlarsa yapsınlar aynı sorunlarla karşılaşırlar. 
Böyle bir durumda dışsal şartları değiştirmek yerine içimizdeki bilinçaltımızdaki engelleyici inançlarımızı değiştirmek, korkularımızla uyumlanıp, onların varlığını kabul edip, bu korku dinamiğinin ikincil çıkarlarına saygı duyup, kişiye daha fazla fayda sağlayan, olumsuzluk taşımayan, mutluluk, huzur ve sağlık veren sevgi enerjisine dönüştürmek gerekir. 
Bu şekilde bilinçaltımız yeniden programlanır. 

Bilinçaltı virüslerimizin farkına varıp olumlama çalışmaları ile temizlemeliyiz.
Bilinçaltımız sezgilerimiz aracılığıyla bizimle konuşur. 
Bilinçaltımızdan rehberlik veya yardım istediğimizde, bir dürtü, ilham veya önsezi hissederiz. 
Bilinçaltımızı programlarsak, rüyalar şeklinde cevaplar da alabiliriz. 
Sezgisel olarak, bir mesaj olduğunu anlarız.

Hayatınızda bir şeyi gerçekleştirmek istiyorsak önce kavramak, yani ne istediğimizi tam olarak tespit etmek, sonra olmuş gibi inanmak ve daha sonra da bunun için şükretmek gerekir. 
Kendiniz için olmasını istediğiniz şeyi bir yere yazın. 
Bilgisayarınızdaki ekran koruyucuya, cep telefonunuzun açılış mesajına veya gün içinde sıkça görebileceğiniz bir yerlere koyun. 
Her gece, aynı yaratıcı imgelemeyi düşünün, gördüklerinizi görün, duyduklarınızı duyun ve hissettiklerinizi hissedin… istediğiniz yerlerde değişikliklerinizi yapın. 
İstediğiniz şeyin gerçekleşeceğine güvenin…

Bilinçaltımızı, yeniden programlamanın en temel yollarından birisi de onama/onaylama/olumlamalardır.
Onama; basitçe bilinçaltımıza yerleştirmek istediğimiz hedeflerimizi veya yeni inançlarımızı tekrarlama sürecidir. 
Bu süreç, söylem bilinçaltına yerleşinceye kadar devam etmelidir. 

Bazı onama yöntemleri:
• Kendi onamalarınızı yüksek sesle veya zihnen tekrarlamak,
• Onamalarımızı yazmak,
• Kayıt ettiğiniz kendinden telkin bantlarını dinlemek
• Olmak istediğiniz kişi gibi davranmak, (hayran olduğunuz bir kişi yerine kendinizi koymak ve onun gibi davranmak )
• Kitap ve makaleler okumak

Hayattan şikayet ettiğinizde bilinçaltımız şikayet ettiğiniz hayatı size vermek için talimatlarınızı sadakatle yerine getirir. 
Ne söylediğimize, özellikle ‘tekrar-tekrar’ söylediklerimize dikkat edelim.
Bilinçaltı virüs programınızı çalıştırmadığınızda, dışarıdan gelen olumsuz telkinlerin etkisi altında kalabilirsiniz. 
Her gün arkadaşlarınızdan; çok gülersek çok ağlayacağımızı, çocuğu olanın derdi olduğunu, paramız olunca düşmanlarımızın çok olacağını, hayatın zor olduğunu vs.. duyuyorsunuzdur. 
Devamlı dinleyince bilinçaltımız bunların doğru olduğuna inanmaya başlar, sonra da (Çekim Yasasından ötürü) gerçekliğinizde onun doğru olduğunu görürsünüz.

Onamalarınızı uyurken veya yataktan kalkmadan önce yazabilir, okuyabilir veya kaydedip dinleyebilirsiniz.
Onamada başarının anahtarı tekrardır. 
Bilinçaltımız kaslarımız gibidir. 
Onu istediğiniz şeylerle onamanız gerekir. 
Onamaları her gün yapmakta tembellik ederseniz, onu sizin yerinize başkaları yapacak, sonuçlar da her zaman sizin istediğiniz gibi olmayacaktır.

Gandi der ki: 
“Söylediklerinize dikkat edin, düşünceleriniz olabilir. Düşüncelerinize dikkat edin, davranışlarınız olabilir. Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınız olabilir. Alışkanlıklarınıza dikkat edin kaderiniz olabilir.”

Bilinçaltı mesajları yaşamlarımızda ciddi ve kalıcı değişiklikler yaratmak amacıyla kullanılabiliyor.

Bilinçaltı mesaj oluşumuyla ilgili en ünlü deney, Dr. James Vicary tarafından yapılmıştır. 
Vicary, “Patlamış mısır istiyorum” ve “Daha çok kola iç” sözcüklerini, bir grup sinema izleyicisinin önünde yalnızca 100 milisaniye süreyle yakıp söndürmüştür. 
Bilinç eşiğinin altında olduğundan, aslında kimse mesajları “görmemiştir”; ama patlamış mısır satışları % 57,8, kola satışları ise % 18,1 artmıştır.

ABD Hükümeti, çok geçmeden, reklamlarda bu güçlü öneri tekniğinin kullanımını yasaklamıştır. 
Ama, bir süre sonra, bu tekniğin harika bir kendi kendine yardım aracı olabileceği fark edilmiştir ve kitleler, birdenbire, kişisel gelişim komutlarını doğrudan bilinçaltına gönderme gücüne sahip olmuşlardır.

Yaşamınızda hemen şimdi yoğunlaşmak istediğiniz birkaç "ana hedefi" belirlemekle başlayın. 
Örneğin, daha hızlı öğrenmeyi ya da sigarayı bırakmayı isteyebilirsiniz. 
Bu hedefi, “Ben hızla öğrenirim” ya da “Sigarayı bırakmaya hazırım” gibi, basit, kısa ve olumlu bir onaylama cümlesi şeklinde yazın.
Şimdi, onaylama cümlenizi, beyaz bir kartonun üzerine açıkça ve kalın siyah keçe kalemle yazın. 
Üç ya da daha fazla kart hazırlayın. 
Her birinde ana temanıza odaklanan onaylama cümleleri olsun. 
Bunları bir elektrik feneriyle birlikte yatağınızın kenarında saklayın.
Zihninizin kabul etme kapasitesinin yüksek olduğu anı yakalayacağız; bilinçaltınıza girişi sağlayan kapının sonuna dek açık olduğu gece yarısında zihninizi uyandıracağız.
Çalar saatinizi sabah 3’e kurun. 
Sonra her zamanki gibi uyuyun. 
Zili duyar duymaz, alarmı kapatın ve neredeyse içgüdüsel bir şekilde, onaylama cümlelerinin bulunduğu kartonları ve elektrik fenerinizi alın. Oda zifiri karanlık olmalı.
Daha sonra, feneri her bir kartona doğru defalarca yakıp söndürün. 
Bunu yaparken, kartonlara bakın. 
Sözcükleri bilinçli olarak seçmeye çalışmayın. 
Bu bilinçaltı mesajlar, bilinçaltınız içindir.
İşiniz bitince, basitçe feneri söndürün; kartonları yere bırakın ve uyumaya devam edin. 
Uykuya dalmak, yalnızca iki dakikanızı alacaktır. 
Emin olun, derin ve huzurlu bir uyku uyuyacaksınız, bu kadar.

Biraz önce bilinçaltınıza bir dizi bilinçaltı mesaj gönderdiniz. 
Sırada heyecanlı bir şey var.
Pek çok kişi, bu tekniği birkaç gece kullandıktan sonra, hedeflerine ulaşmada yardımcı olan ya da kararlarını etkileyen, sorun çözücü rüyalar gördüklerini belirtmişlerdir. 
Yalnızca bir hafta sonra ve neredeyse tüm katılımcılar, ana hedeflerine doğru önemli bir adım attıklarını fark ederler. 
Öğrenim hızları ciddi oranda artar. 
Nikotin bağımlılıkları yarı yarıya azalır. 
Değişim, içten olmaktadır. 
Bu, çok basit bir sistemdir; ama gayet güçlüdür ve ne yazık ki çok az kullanılır. 
Garip bir şekilde, bu makaleyi okuyan çoğu insan, bu basit deneyi yapmayacaktır. 
Buna inanmazlar. 
İşe yaramayacağını düşünürler.
Ne var ki, Tiger Woods, Steven Spielberg, hatta ABD Hükümeti bile bilinçaltı mesajların gücünü bilmektedirler.
Bilmiyorsanız, belki de onlara yetişmenin zamanı gelmiştir.

Yazar: Bradley Thompson 

Hiç yorum yok: