8 Ağustos 2017 Salı

Beklentilerinizi Yükseltin!

Beklenti Yasası, güvenle beklediğiniz şey her ne olursa olsun, bu kehanetinizin gerçekleşeceğini anlatır size.Aslında hayattan elde ettikleriniz; gerçekten istedikleriniz değil, beklediğiniz şeyler olmaktadır.
Gerçekte siz, bazı şeylerin sizin için nasıl gideceğini ve gelişeceğini düşünürken, kendi hayatınızın falcısı gibi davranmış olursunuz.
Büyük bir güven duygusu içinde iyi şeylerin meydana gelmesini umduğunuzda, genellikle başınıza iyi şeyler gelir.Olumsuz şeylerin meydana geleceğini düşündüğünüzde ise, genellikle hayal kırıklığına uğramazsınız.
Olumlu beklentilerin gücü, kişiliğinizi ve hayatınızın tümünü tek başına değiştirebilecek kapasitededir...
-Brian Tracy

30 Temmuz 2017 Pazar

YAPABİLECEĞİNİZE İNANIN!

YAPABİLECEĞİNİZE İNANIN!
İnandığınız zaman, aklınız o şeyi yapmanın yollarını bulur.
Bir şeyin imkansız olduğuna inanırsanız, aklınız bunun neden imkansız olduğunu ispatlamak üzere çalışmaya başlar.Ama bir şeyin yapılabileceğine inandığınızda, gerçekten inandığınızda, aklınız onu yapmak üzere çözümler bulmanıza yardım etmek için çalışmaya başlar."İmkansız", "işe yaramaz", "yapamam", "denemeye değmez", laflarını düşünme ve konuşma sözlüklerinizden çıkarın!..
BAŞARABİLECEĞİNİZE İNANIN!..
-David J. Schwartz

29 Temmuz 2017 Cumartesi

Para

İnsanların çoğu, hayalini kurdukları hayatı yaşayamaz! Peki, neden?.. Çünkü "PARA"ları yok... -Bodo Schafer

29 Haziran 2017 Perşembe

Paranızı İki Katına Çıkarmanın En Hızlı Yolu


ABD’li sinema oyuncusu, vodvil sanatçısı, mizahçı ve sosyal yorumcu Will Rogers, para yönetimini oldukça güzel bir sözle özetlemiş: "Eğer sahip olduğunuz paranızı iki katına çıkarmak istiyorsanız, onu harcamak yerine cebinize geri koymalısınız..."

17 Haziran 2017 Cumartesi

Maddenin Ardındaki Sır (The Secret Beyond Matter)



Maddenin Ardındaki Sır (The Secret Beyond Matter) paylaşan: cihan_akyol

 DİKKAT!..
İzleyeceğiniz bu film, yaşamınıza ait çok önemli bir sırrı ortaya koymaktadır.Maddesel dünyaya bakış açınızı temelden değiştirebilecek olan bu filmi, çok dikkatli izlemelisiniz.
Bu filmdekiler, farklı bir düşünce veye bir felsefi düşünce değil; günümüzde bilimsel olarak kanıtlanmış gerçeklerdir.
Maddenin Ardındaki Sır (The Secret Beyond Matter) ...

Hiçbir şeyin...


11 Haziran 2017 Pazar

İçinizdeki Dev Karar Gücünü Uyandırın!


İçinizdeki Dev Karar Gücünü Uyandırın!
Hayatınızda olan her şey –çok sevindiklerinizde, çok zorlandıklarınızda dahil olmak üzere- her şey, bir kararla başlamıştır.Benim inancıma göre, sizin de kaderiniz karar anlarınızda biçimlenmiştir.
Şu anda, her gün vermekte olduğunuz kararlar, hem bugün kendinizi nasıl hissettiğinizi, hem de on yıl sonra ve daha sonra kim olacağınızı biçimlendirecektir.
Geçtiğimiz 10 yıla baktığınızda, belli bir anda vermiş olabileceğiniz farklı bir kararın, bugünkü durumunuzu kökten değiştirebilecek güçte olduğu noktaları görebiliyor musunuz? Bugünkü hayatınızı çok daha iyi ya da çok daha kötü yapabilecek karar noktalarını?
Örneğin belki hayatınızı değiştirmiş olan bir kariyer kararı vermişsinizdir.Ya da belki o kararı vermemişsinizdir.
Belki on yıl içinde evlenmeye ya da boşanmaya karar vermişsinizdir.
Belki bir kaset, bir kitap satın almış, bir seminere katılmış, onun sonucunda inançlarınızı ve eylemlerinizi değiştirmişsinizdir.
Belki bir eve ya da bir işe yatırım yapmaya karar vermişsinizdir.
Bu kararlar sizi hayatınızın bu noktasına nasıl getirdi?
Ben her şeyden çok, kaderimizi kararlarımızın biçimlendirdiğine inanırım, yoksa koşulların biçimlendirdiğine değil.
Karar gücünü kullanmak, size, hayatınızın her yönünü bir anda değiştirme yolundaki her özrü aşma kapasitesini getirecektir.İlişkilerinizi, çalışma ortamınızı, sağlığınızı, gelirinizi ve duygusal durumunuzu değiştirecektir.
Mutlu ya da üzgün oluşunuzu, kaygılı ya da heyecanlı oluşunuzu, koşulların esiri ya da özgürlüğünüzün şampiyonu oluşunuzu o saptayacaktır.
Eğer gerçekten karar verirseniz, yapamayacağınız şey yoktur...
-Anthony Robbins

7 Haziran 2017 Çarşamba

Olumlamalar İşe Yarıyor mu? -Gregg Braden



Olumlamalar İşe Yarıyor mu? -Gregg Braden paylaşan: cihan_akyol

Gregg Braden, bir bilim insanıdır ve bu videoda olumlamalarla ilgili çok önemli ipuçları veriyor.
Olumlamaların neden işe yaramadığını, olumlamaların nasıl işe yarayacağını özellikle ilişkiler konusundan örnekler vererek anlatıyor.
Lütfen sonuna kadar dikkatle izleyin.

1 Haziran 2017 Perşembe

Nasıl Evsiz Barksız Yoksulluk İçindeki Yaşamdan Bu Lüks Hayata Geçiş Yaptım?



Nasıl Evsiz Barksız Yoksulluk İçindeki Yaşamdan... paylaşan: cihan_akyol

Nasıl Evsiz Barksız Yoksulluk İçindeki Yaşamdan Bu Lüks Hayata Geçiş
Yaptım?..Hayattan İstediklerinize Sahip Olmanın Sırrı Nedir?..
Dr. Joe Vitale, bu kısa videoda yukarıdaki iki sorunun cevabını veriyor...

23 Mayıs 2017 Salı

Nasıl Daha Fazla Para Kazanılır? -Jim Rohn



Nasıl Daha Fazla Para Kazanılır? -Jim Rohn paylaşan: cihan_akyol

Nasıl Daha Fazla Para Kazanılır?...
Jim Rohn'un çok sevdiğim bir videosu...
Lütfen videoyu sonuna kadar dikkatle izleyin, hatta bir değil birkaç defa izleyin; çünkü Jim Rohn videoda çok önemli bilgiler veriyor...

22 Mayıs 2017 Pazartesi

Bir Hayaliniz Olmalı


Bir hayaliniz olmalı...
Gençlik yıllarımda, bir hayale sahip olmanın gücünü keşfettim.
Hayalim, benim için pek çok şey başardı ve kararlı hareket etmem için bana motivasyon kazandırdı.
Sadece bu kadarla da kalmadı, sonunda gerçekleşti.
Bir hayaliniz olmalı, nefesinizi kesecek bir hayal...
Bir hayalinizin olması, sizi bugünün hayal kırıklıklarından geleceğin olasılıklarına taşır.
Hayaliniz, size enerji verir.
Hayal sizi hayatınızı boşa geçirmekten kurtarır.
Bir hayalin varsa, onu izle!
Hayalinin peşinden git! 

Kaçıp gitmesine izin verme ve mücadele etmeden vazgeçme!
-Dexter Yager

18 Mayıs 2017 Perşembe

Kazananlarla Kaybedenler Arasındaki En Büyük Fark Nedir?



Kazananlarla Kaybedenler Arasındaki En Büyük... paylaşan: cihan_akyol

Kazananlarla Kaybedenler Arasındaki En Büyük Fark Nedir?
Bu sorunun cevabını videoyu sonuna kadar izlediğinizde öğreneceksiniz!... 
Gerçekten de insana ilham veren, insanın motivasyonunu/enerjisini yükselten ve hayatın gerçeklerini dile getiren bir video...
Lütfen videoyu sonuna kadar izleyin.

15 Mayıs 2017 Pazartesi

İnançlarımızın Gücü - Randy Gage



İnançlarımızın Gücü - Randy Gage paylaşan: cihan_akyol

Multi-milyoner Randy Gage bu kısa videoda, inançlarımızın gücünden ve bilinçaltı programlamamızdan bahsediyor.
"Ne düşünürsek onu çekeriz.Zihindeki düşünceler aynı türde çekerler.Aslında hepimizin inancı var.Asıl soru, neye inandığımız.Olumlu inanç geliştirmeliyiz.Asıl kendimize inancımız olmalı.Elbette çoğu insan bu noktada zorlanıyor.Peki kendimize bu olumlu inancı nasıl geliştirebiliriz?..."

13 Mayıs 2017 Cumartesi

Öğrendim ki...



Öğrendim ki... paylaşan: cihan_akyol

Çok sevdiğim bir şiir...
Hem sözleri çok anlamlı, hem de müziği çok etkileyici...
Öğrendim ki...
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız.
Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz,
Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.
Öğrendim ki...
Güveni geliştirmek yıllar alıyor,
Yıkmak ise bir dakika.
Öğrendim ki...
Hayatında nelere sahip olduğun değil
Kiminle olduğun önemli.
Öğrendim ki...
Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün,
Ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek.
Öğrendim ki...
Kendini en iyilerle kıyaslamak değil,
Kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir.
Öğrendim ki...
İnsanların başına ne geldiği değil,
O durumda ne yaptıkları önemli.
Öğrendim ki...
Ne kadar küçük dilimlersen dilimle,
Her işin iki yüzü var.
Öğrendim ki...
Olmak istediğim insan olabilmem,
Çok vakit alıyor.
Öğrendim ki...
Karşılık vermek,
Düşünmekten çok daha basit.
Öğrendim ki...
Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek,
Hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun.
Öğrendim ki...
'Bittim' dediğin andan itibaren,
Pilinin bitmesine daha çok var.
Öğrendim ki...
Sen tepkilerini kontrol edemezsen,
Tepkilerin hayatını kontrol eder.
Öğrendim ki...
Kahraman dediğimiz insanlar,
Bir şey yapılması gerektiğinde,
Yapılması gerekeni,
Şartlar ne olursa olsun yapanlar.
Öğrendim ki...
Affetmeyi öğrenmek, deneyerek oluyor.
Öğrendim ki...
Bazı insanlar sizi çok seviyor,
Ama bunu nasıl göstereceğini bilemiyor.
Öğrendim ki...
Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz gösterin,
Bazıları hiç karşılık vermiyor.
Öğrendim ki...
Para, ucuz bir başarı.
Öğrendim ki...
En iyi arkadaşla sıkıcı bir zaman geçmez.
Öğrendim ki...
Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini
düşündüklerinden bazıları,
Kaldırmak için elini uzatır.
Öğrendim ki...
İki insan aynı şeye bakıp,
Tamamen farklı şeyler görebilir.
Öğrendim ki...
Aşık olmanın ve aşkı yaşamanın çok çeşidi vardır.
Öğrendim ki...
Her şartta kendisiyle dürüst kalanlar,
Daha uzun yol yürüyor.
Öğrendim ki...
Hiç tanımadığın insanlar, iki saat içinde,
senin hayatını değiştirebilir.
Öğrendim ki...
Anlatmak ve yazmak ruhu rahatlatır.
Öğrendim ki...
Duvarda asılı diplomalar
İnsanı insan yapmaya yetmez.
Öğrendim ki...
Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır.
Öğrendim ki...
Karşısındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.
Öğrendim ki...
Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez.
Gerçek aşkların da!
Öğrendim ki...
Tecrübenin kaç yaşgünü partisi yaşadığınızla ilgisi yok,
Ne tür deneyimler yaşadığınızla var.
Öğrendim ki...
Aile hep insanın yanında olmuyor.
Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz.
Aile her zaman biyolojik değil.
Öğrendim ki...
Ne kadar yakın olursa olsunlar
En iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir.
Onları affetmek gerekir.
Öğrendim ki...
Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.
Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.
Öğrendim ki...
Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın
Dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.
Öğrendim ki...
Şartlar ve olaylar,
Kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.
Öğrendim ki...
İki kişi münakaşa ediyorsa,
Bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez.
Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.
Öğrendim ki...
Her problem kendi içinde bir fırsat saklar.
Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.
Öğrendim ki...
Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor.

12 Mayıs 2017 Cuma

Her İstediğinizi Nasıl Elde Edersiniz? -Jim Rohn



Her İstediğinizi Nasıl Elde Edersiniz? -Jim Rohn paylaşan: cihan_akyol

Jim Rohn'un güzel bir videosu, lütfen sonuna kadar izleyin...
Jim Rohn, kişisel gelişimin üstatlarından birisidir, bu yüzden söylediği her söz dikkate alınmalıdır ve uygulanmalıdır.Ayrıca Jim Rohn, benim de akıl hocalarımdan bir tanesidir; kendisinden birkaç defa eğitim alma fırsatım oldu...
Bu video, Zet Akademi tarafından Türkçe'ye tercüme edilmiştir.Zet Akademi'ye de bu güzel hizmetinden/emeğinden dolayı çok teşekkür ediyorum...

Nick Vujicic - Sözün ve Mazeretin Bittiği Yer!



Nick Vujicic - Sözün ve Mazeretin Bittiği Yer! paylaşan: cihan_akyol

Bir kolunuz olmasaydı diğeriyle idare edebilirdiniz, ya ikisi birden olmasaydı? 
Bir bacağınız olmasaydı diğeriyle yürümeye çalışırdınız, ya ikisi birden olmasaydı? 

Peki, ya hem bacaklarınız hem de kollarınız tamamıyla olmasaydı ne yapardınız?..
Kolları ve bacakları olmadan dünyaya gelen Nick Vujicic şöyle diyor: 


"Hayatımda sınırlara yer yok benim! Sizlerin de zorluklar karşısında sınır tanımadan cesurca ilerlemenizi istiyorum.Hangi güçlük karşınıza çıkarsa çıksın, siz hayatta amacınızı gerçekleştirecek güce sahipsiniz! 
Şunu bilmenizi isterim; sınırları olmayan bir yaşam için ne kola ihtiyacınız var, ne de bacağa...İhtiyacınız olan tek şey sınırları olmayan bir akıl." 


"Sahip olmadıklarım için Tanrı'ya kızmaktansa (şikayet etmektense), sahip olduğum şeyler için şükretmeyi (minnettar olmayı) öğrendim..."
-Nick Vujicic



10 Mayıs 2017 Çarşamba

Neden BUDALA, HASTA ve BEŞ PARASIZSIN? -Randy Gage



Neden BUDALA, HASTA ve BEŞ PARASIZSIN? -Randy Gage paylaşan: cihan_akyol

Neden BUDALA, HASTA ve BEŞ PARASIZSIN? ve 
Nasıl daha AKILLI, SAĞLIKLI ve ZENGİN olursun?

Öyle bir hayat yaşadım ki, çok az insan zenginliğe ulaşmak için böylesi bir güç sergilemiştir.Hastalıktan zengin bir sağlığa ulaştım.Kekin içinden diş macunu çıkan bir evden multi-milyonerliğe uzandım.İntihara meyilli birinden, tatmin ve mutluluk dolu bir hayat süren bir adama evrildim.
Bu değişimler birtakım faktörlerin sonucuydu.
İnançlarımı değiştirmek, günlük olarak kişisel gelişimime vakit ayırmak, zenginlik yasalarının nasıl işlediğini öğrenmek ve bunun gibi şeyler.Fakat tüm bu faktörlerin temelinde yatan şey, hayatımdaki insanları değiştirmiş olmamdır.
Ben de hasta ve meteliksiz doğdum ve yaklaşık 30 yıl bu şekilde (budala, hasta ve beş parasız olarak) yaşadım.Fakat bunların üstesinden gelmeyi başardım ve herkesin de aynısını yapabileceğine inanıyorum.
Çoğunun içinde bulundukları şartların kurbanı olduklarını kabul etsem de, kurban olarak kalmaları gerektiğine inanmıyorum...
-Randy Gage (Multi-milyoner)

8 Mayıs 2017 Pazartesi

Dünyayı Parmak Uçlarıyla Görebilen İnsan: Eşref Armağan



Dünyayı Parmak Uçlarıyla Görebilen İnsan: Eşref... paylaşan: cihanakyol_tr

Bir Türk'ün Başarı Hikayesi: Eşref Armağan
Eşref Armağan, gözleri görmeyen bir ressam.
Evet, yanlış duymadınız, gözleri görmeyen; ama harika resimler yapan olağan üstü bir sanatçı...Hatta öyle ki, bu başarısı yabancı bilim adamlarının inceleme konusu olmuş...
Eşref Armağan aslında görmek için gözlere ihtiyaç olmadığını kanıtlıyor.
Çok ilginç bir video, lütfen sonuna kadar dikkatle izleyin...

3 Mayıs 2017 Çarşamba

Ekonomik Sorunlar


İster inanın ister inanmayın; para, hayatta pek çok şeyi değiştiriyor.
Para belki tüm sorunlarınızı çözmeyecektir ve aslında para her şey de demek değildir; ama parasal/ekonomik sorunlar mutluluğunuzu gölgeler.
Para ile diğer tüm sorunlarınızı daha kolay/üsluplu çözebilirsiniz.
Bunun yanı sıra farklı insanlarla tanışma, büyüleyici yerlere seyahat etme, daha ilginç bir işte çalışma, daha fazla kendine güven duygusu yaşama, daha fazla saygı görme ve değişik fırsatlardan faydalanma olanağını da bulursunuz.
Kısacası; parasal/ekonomik sorunlar, diğer tüm yaşam alanlarınızı gölgeler, olumsuz etkiler.Para, dengeye oturtulmuş bir yaşam için önemlidir...
-Bodo Schäfer

4 Nisan 2017 Salı

İşte Başarıya Giden İlk Adım


İşte başarıya giden ilk adım: 
"Kendinize İnanın.Başarabileceğinize İnanın."
İnandığınız zaman, aklınız o şeyi yapmanın yollarını bulur.
Bir şeyin imkansız olduğuna inanırsanız, aklınız bunun neden imkansız olduğunu ispatlamak üzere çalışmaya başlar.Ama bir şeyin yapılabileceğine inandığınızda, gerçekten inandığınızda, aklınız onu yapmak üzere çözümler bulmanıza yardım etmek için çalışmaya başlar.
Bu yüzden siz Yapılabileceğine İnanın.

Bir şeyin yapılabileceğine inandığınızda, aklınız onu yapmanın çözümlerini mutlaka bulacaktır.Bir çözüme inanmak, o çözümün yolunu açar.
"İmkansız", "işe yaramaz", "yapamam", "denemeye değmez" laflarını; düşünme ve konuşma sözlüklerinizden çıkarın.
Geleneklerin aklınızı doldurmasına izin vermeyin.Yeni fikirlere açık olun.Denemeci olun.

Yeni yaklaşımları deneyin.
Kendinize her gün şunu sorun: "Daha iyi nasıl yapabilirim?" 
Kişisel gelişimin sınırı yoktur.Kendinize "Daha iyi nasıl yapabilirim?" diye sorduğunuzda, işe yarar cevaplar belirecektir.Deneyin, göreceksiniz!..
-David J. Schwartz

21 Mart 2017 Salı

Üç Soru


Küçük bir kasabada yaşıyorduk, ailem varlıklı değildi, ilk ve tek aşkım beni terk edip gitmişti, duygusal olarak bitip tükenmiştim, genç yaşımda yolumu kaybetmiştim ve hayatın buraya kadar olduğunu düşünmeye başlamıştım.
Tam böyle bir zamanda geçirdiğim büyük bir trafik kazası benim için değişimin başlangıcı oldu.İçinde bulunduğum araba adeta ağır çekimde, taklalar atarak savrulurken zihnimde şu "üç soru" belirdi:
1. Gerçekten her günümü dolu dolu yaşadım mı?
2. Gerçekten sevdim ve sevildim mi?
3. Ve gerçekten başkalarının hayatında bir fark yaratabildim mi?

İnsanlara hayatlarının sonunda kendilerine bu "3 soru"yu soracaklarını, çünkü o soruların beni sonsuza dek değiştirerek tutku ve amaç dolu bir yola girmemi sağladığını anlatmak istiyorum...
Hayatınızın sonunda, hayatınızı gerçekten yaşayıp yaşamadığınızı bilmek isteyeceksiniz.
Ebeveynlerinizin, öğretmenlerinizin, eşinizin veya arkadaşlarınızın hayalleri ve umutları değil, kendi hayatınızdan söz ediyorum.
Hayatınız boyunca yeterince mutlu, neşeli ve canlı yaşayıp yaşamadığınızı soracaksınız.
Yeterince risk alıp almadığınızı, yeterince çaba gösterip göstermediğinizi, yeterince büyük hayaller kurup potansiyelinize ulaşmak için cesurca savaşıp savaşmadığınızı soracaksınız.
"Ben yaşadım mı?" sorusunun cevabını iliklerinize kadar duyumsamak isteyeceksiniz.

Etrafınızdaki insanları yeterince umursayıp umursamadığınızı, onlara yeterince ilgi gösterip göstermediğinizi, sevginizi ifade edip etmediğinizi düşüneceksiniz.
Kimleri özleyeceğinizi, kimlerin sizin özleyeceğini bilmek isteyeceksiniz.
Hayatınızda dostluk ve sevgiyle sarılı olduğunuz anların destansı bir filmini izleyeceksiniz; en azından ben izlemiştim.
Duygularınızı ne kadar açık ifade ettiğinizi sorgulayacaksınız ve kalbiniz "Ben gerçekten sevdim mi?" diye soracak.

Son olarak, son anlarınızda, ışık içinizden ayrılmadan önce, vücudunuzun derinliklerinde bir kıpırdanma hissedeceksiniz ve zihniniz bütün bunların bir amacı olup olmadığını soracak.
İyi bir hayat yaşayıp yaşamadığınızı sorgulayacaksınız.
Bu dünyadan ayrılmadan önce bir fark yarattığınızı bilmek, hissetmek ve buna inanmak isteyeceksiniz.Ruhunuz doğrudan ve yüksek sesle haykıracak: "Bir önemim, bir farkım var mıydı?"

Neden son anınız geldiğinde bu sorulara mutlu cevaplar vereceğinizi bilerek yaşamıyorsunuz?
Neden her anınızı yaşam nimetinin canlılığını ve enerjisini hissederek yaşamıyorsunuz?
Neden hayatınızın sonunda izleyeceğiniz filmi bir aşk destanı haline getirecek ölçüde sevmiyorsunuz?
Neden hayatınızın günlük düzeni içinde başkalarının hayatlarında bir fark yaratmaya çalışarak ve dolayısıyla bir önem taşıdığınızı bilerek yaşamıyorsunuz?..

-Brendon Burchard (The Millionaire Messenger kitabından)

İmkansız


19 Mart 2017 Pazar

Sevgi


Bağlılık olmazsa, güven olmaz.
Güven olmazsa, yakınlık olmaz.
Yakınlık olmazsa, sadakat olmaz.
Sadakat olmazsa, sevgi olmaz.
Sevgi yoksa, birlikte olmaya gerek yoktur.
-Pierre Franckh (Glücksregeln für die Liebe)

Başarılı olmak demek...


18 Mart 2017 Cumartesi

17 Mart 2017 Cuma

Ben Kaderimin Efendisiyim, Ruhumun Kaptanıyım


"Ben kaderimin efendisiyim, ruhumun kaptanıyım."
İngiliz şair W. Henley bu sözüyle bize, düşüncelerimizi kontrol etme gücüne sahip olduğumuz için kaderimizin efendisi, ruhumuzun kaptanı olduğumuzu açıklamış olmalı.
Beyinlerimizin aklımızda tuttuğumuz baskın düşüncelerle mıknatıslandığını; bu "mıknatısların" baskın düşüncelerimizin doğasıyla uyum sağlayan güçleri, insanları ve yaşam koşullarını bize doğru çektiğini açıklıyor olmalı...
İnsan zihni, düşünebildiği ve inanabildiği her şeyi başarabilir.
Bizim kabul ettiklerimiz dışında zihnin hiçbir sınırı yoktur...

-Napoleon Hill

Kendinize Güvenmelisiniz


Max Karl Ernst Ludwig Planck (23 Nisan 1858, Kiel - 4 Ekim 1947, Göttingen), Alman fizikçi. 1918 Nobel Fizik Ödülü sahibi.
"Kuantum Kuramı"nı geliştirmiştir.Termodinamik yasaları üzerine çalıştı.
Kendi adıyla bilinen "Planck sabiti"ni ve "Planck ışınım yasası"nı buldu.
Ortaya attığı kuantum kuramı, o güne değin bilinen fizik yasaları içinde devrimsel ve çığır açıcı nitelikteydi...(Vikipedi)

5 Mart 2017 Pazar

Zamanınız Kısıtlı


Siyah cübbenin altında kot pantolon ve sandaletleriyle Steve Jobs. 
Stanford Üniversitesi mezuniyet töreni.
12 Haziran 2005. Stanford Stadyumu; 4.662 mezun, 23.000 izleyici.
“Bugün dünyanın en iyi üniversitelerinden birinin diploma töreninde sizlerle birlikte olmaktan onur duyuyorum. Ben üniversiteden hiç mezun olmadım. Doğruyu söylemek gerekirse, mezuniyete en yaklaştığım an da bu an!
Sizlere hayatımla ilgili üç hikaye anlatacağım. Hepsi bu. Büyütülecek bir şey değil. Sadece üç hikaye.
İlki noktaları birleştirmekle ilgili.
İlk 6 aydan sonra Reed Üniversitesinde derslere girmeyi bıraktım, ancak gerçek anlamda okulu bırakana kadar bir 18 ay kadar daha okulda kaldım. Okulu neden bıraktım?
Olay ben doğmadan başlamıştı. Biyolojik annem genç, evlenmemiş bir üniversite mezunuydu ve beni evlatlık vermeye karar vermişti. Beni üniversite mezunu bir çiftin evlatlık almasını çok istiyordu, sonunda da bir avukat ve karısı tarafından alınmam için her şey hazırdı. Tek sorun, ben ortaya çıktıktan sonra, beni evlat edinecek çiftin esasında bir kız çocuğu istediklerini anlamış olmalarıydı. Bir gece yarısı, bekleme listesinde olan müstakbel aileme bir telefon geldi: “Elimizde beklenmedik bir erkek bebek var, onu istiyor musunuz?”. Onlar da “tabii ki” diye yanıtladılar. Biyolojik annem, annemin üniversiteyi, babamın ise liseyi bile bitirmemiş olduğunu öğrendiğinde evlatlık verme işlemini tamamlayacak son kağıtları imzalamayı reddetti. Ancak birkaç ay sonra, ailemin beni üniversiteye yollayacaklarına dair söz verdikten sonra ikna oldu.
Ve 17 sene sonra üniversiteye başladım ama saf bir şekilde neredeyse Stanford kadar pahalı bir okul seçtim, ve emekçi ailemin bütün birikimleri benim okul parama gidiyordu. Altı ay sonra, buna değmeyeceğini fark ettim. Hayatımla ilgili ne yapmam gerektiği konusunda hiçbir fikrim yoktu ve üniversitenin de bunu bulmam için bana nasıl fayda sağlayacağını çözememiştim. Ve orada durmuş ailemin hayat boyu biriktirdiği parayı harcıyordum.. Sonuçta okulu bırakmaya ve her şeyin yoluna gireceğine inanmaya karar verdim. O zaman çok korkutucu gelmişti ama geriye dönüp baktığımda hayatımda verdiğim en iyi kararlardan biri olduğunu görüyorum. Okulu bıraktığım an, zorunlu fakat gereksiz olan ve ilgimi çekmeyen tüm dersleri almama gerek kalmamıştı. Böylece sadece bana ilginç gözüken derslere girebilecektim.
Bu aslında hiç de romantik bir durum değildi. Yurt odam olmadığından arkadaşlarımın odalarında yerde yatıyor, kola şişelerinin 5 sentlik depozitolarıyla yemek alıyor, her pazar akşamı güzel bir yemek yemek için 7 mil uzaktaki Hare Krishna kilisesine gidiyordum. Çok güzeldi. Merakım ve sezgilerim sayesinde içine düştüğüm çoğu şey daha sonra benim için paha biçilmez deneyimlere dönüştü.
Bir örnek vereyim: O zamanlar Reed Üniversitesi muhtemelen ülkedeki en iyi kaligrafi dersini veriyordu. Kampüsteki her poster, çekmecelerdeki her etiket, çok güzel şekilde elle kaligre edilmişti. Okulu bırakmış olduğum ve zorunlu dersleri almak zorunda olmadığım için kaligrafi dersi alıp nasıl yapıldığını öğrenmeye karar verdim. Serif ve san serif yazı karakterleri, değişik harf kombinasyonları arasındaki boşluğu ayarlama ve harika bir tipografiyi harika yapanın ne olduğu hakkında çok şey öğrendim. Çok güzeldi; tarihsel ve sanatsal olarak o kadar inceydi ki bilim hiçbir şekilde bunu yakalayamazdı ve ben bunu muhteşem buldum. Bunların hayatımda pratik bir uygulama bulma olasılığı yoktu. Ama on sene sonra, ilk Macintosh’u tasarlarken, bir anda aklıma geliverdi. Bunların hepsini Mac’te kullandık. Mac güzel bir tipografiye sahip ilk bilgisayardı.
Eğer o derse hiç girmemiş olsaydım, Mac hiç çok yönlü yazı karakterlerine veya boşlukları doğru orantıda kullanan fontlara sahip olmayacaktı. Windows da Mac’ten kopyaladığına göre, hiçbir kişisel bilgisayarın bunlara sahip olmayacağı muhtemeldir. Okulu bırakmamış olsaydım, o kaligrafi dersine girmemiş olacaktım, ve kişisel bilgisayarlar şu an sahip oldukları o harika tipografiye sahip olamayabileceklerdi. Tabii ki üniversitedeyken noktaları ileriye bakarak birleştirmek imkansızdı. Fakat on sene sonra geriye dönüp baktığımda her şey çok ama çok berraktı.
Tekrar söylüyorum, noktaları ileriye bakarak birleştiremezsiniz; onları sadece geriye baktığınızda birleştirebilirsiniz. Noktaların gelecekte bir şekilde birleşeceğine inanmanız gerekiyor. Bir şeye güvenmelisiniz – Tanrıya, cesaretinize, kaderinize, hayata, karmaya, herhangi bir şeye. Bu yaklaşım beni hiçbir zaman yolda bırakmadığı gibi hayatımı da bütünüyle değiştirdi.
İkinci hikayem sevgiyle ve kaybetmekle ilgili.
Hayatımın erken bir döneminde neyi sevdiğimi bulduğum için şanslıydım. Woz (Steve Wozniak) ve ben Apple‘ı 20 yaşındayken ailemin garajında kurduk. Çok yoğun çalıştık, ve 10 sene sonra Apple garajdaki iki kişiden, 4000 çalışanı olan 2 milyar dolarlık bir şirkete dönüşmüştü. En nadide ürünümüz Macintosh’u piyasaya sürdüğümüzde ben 30 yaşına yeni basmıştım.
Ardından kovuldum.
Kendi kurduğunuz bir şirketten nasıl kovulabilirsiniz? Şöyle: Apple büyük bir şirket haline geldiği için biz de şirketi benimle birlikte yönetebilecek, yetenekli olduğuna inandığım birini işe aldık ve ilk sene işler iyi gitti. Fakat daha sonra, geleceğe yönelik görüşlerimiz farklılık göstermeye başladı ve bir noktada koptu. Bu noktada yönetim kurulumuz onun tarafında yer aldı. Sonuçta 30 yaşında dışarıda kalmıştım. Hem de herkesin gözü önünde. Hayatımın odak noktası olan şey bir anda yok olmuştu, bu büyük bir yıkımdı.
Birkaç ay ne yapacağımı bilemedim. Bir önceki girişimci nesli yüz üstü bırakmış, rütbe tam bana teslim edilirken onu elimden düşürmüş gibi hissetmiştim. Dave Packard ve Bob Noyce’dan bu başarısızlığım için özür diledim. Fazla göz önünde olan bir başarısızlık sembolü olmuştum ve vadiden kaçmayı bile düşündüm. Fakat içimde bir şeyler uyanmaya başladı, yaptığım işi hala sevdiğimi fark ettim. Apple’da olanlar bunu en ufak şekilde değiştirememişti. Dışlanmıştım ama hala aşıktım. Ve yeniden başlamaya karar verdim.
O zaman farkına varmamıştım ama Apple’dan kovulmak başıma gelebilecek en iyi şey olmuştu. Başarılı olmanın ağırlığı yeniden başlamanın hafifliğiyle yer değiştirmişti, hiçbir şey hakkında eskisi kadar emin değildim. Hayatımın en yaratıcı dönemine girmek üzere özgürleşmiştim.
Sonraki beş sene NeXT adında bir şirket kurdum, Pixar adında başka bir şirket, ve eşim olacak inanılmaz kadına aşık olmuştum. Pixar’da dünyanın ilk bilgisayar animasyon filmi Toy Story‘yi yarattık ve şu an dünyanın en başarılı animasyon stüdyosuyuz. İnanılmaz olaylar zincirinden sonra, Apple NeXT’i satın aldı, ben Apple’a döndüm ve Apple’ın yenilenmesinin kalbinde NeXT’te geliştirdiğimiz teknoloji yatıyor. Ve Laurence ile harika bir aile kurduk.
Apple’dan kovulmamış olsaydım bunların hiçbirinin olmayacağından son derece eminim. Tadı çok kötü bir ilaçtı, ama sanırım hastanın da buna ihtiyacı vardı.
Bazen hayat kafanıza bir tuğlayla vurur. Sakın inancınızı kaybetmeyin.
Devam etmeme sebep olan şeyin yaptığım işe olan aşkım olduğuna ikna olmuş durumdayım. Neyi sevdiğinizi bulmanız gerek. Ve bu aşklarınız için geçerli olduğu gibi işiniz için de geçerlidir. İşiniz hayatınızın büyük bir kısmını kaplayacak ve gerçek anlamda tatmin olmanın tek yolu harika bir iş olduğuna inandığınız şeyi yapmanızdır. Ve harika bir iş yapmanın tek yolu ise yaptığınızı sevmenizden geçer. Henüz bulamadıysanız, aramaya devam edin.
Durulmayın. Tüm gönül meseleleri gibi, onu bulduğunuz zaman anlayacaksınız. Ve her büyük ilişki gibi, seneler geçtikçe daha da güzelleşecek. Yani bulana kadar devam edin. Yılmayın.
Üçüncü hikayem ölüm hakkında.
On yedi yaşındayken, şöyle bir şey okumuştum:
“Her gününü, hayatının son günüymüş gibi yaşarsan, günün birinde haklı çıkarsın.”
Bu cümle beni çok etkilemişti ve o günden bu yana, yani 33 yıldır, her sabah aynaya bakıp, kendi kendime hep şunu sordum: “Eğer bugün hayatının son günü olsaydı, bugün (normalde) yapacağın şeyleri yapmak ister miydim?” Uzun süre art arda, “Hayır,” yanıtını verdiğimde, bir şeyleri değiştirmem gerektiğini anladım.
İnsanın kısa süre içinde öleceğini bilmesi, yaşantısına damga vuracak kararlar vermesi açısından büyük önem taşır. Çünkü her şey, tüm dış beklentiler, gururlar, küçük düşme ya da başarısızlık korkuları – tüm bunlar ölüm karşısında değerlerini yitirir, yalnızca ölümdür önemli olan.
Kaybedecek bir şeyler olduğu (tuzak) düşünceyi yok etmenin en iyi yolu insanın öleceğini hatırlamasıdır. Zaten çıplak ve savunmasızsın. Yüreğinin sesini dinlememen için hiçbir neden yok.
Bir yıl kadar önce bana kanser teşhisi kondu. Sabah 7:30'da girdiğim ultrasonda pankreastaki tümör bariz bir şekilde görünüyordu. Bense pankreasın ne olduğunu bile bilmiyordum. Doktorlar bu tip bir kanserin tedavisinin neredeyse imkansız olduğunu ve üç ila altı aydan fazla yaşamayı beklemememi söylediler. Bu, çocuklarınıza ilerideki 10 yıl içinde söyleyeceklerinizi birkaç ay içinde söylemeye çalışmak demekti. Bu, aileniz rahatı için gerekli her şeyin kısa zamanda yapılması demekti. Bu veda etmek demekti.
Bütün gün o teşhisle yaşadım. Akşama doğru biyopsi yapıldı, boğazımdan bir endoskop soktular, mide ve bağırsaklarımdan geçerek bir iğneyle pankreasımdaki tümörden birkaç hücre aldılar. Ben narkozla uyutulmuştum, fakat eşimin söylediğine göre doktorlar alınan hücreleri mikroskobun altına koyduklarında sevinç çığlıkları attığını söyledi. Benim kanserim ameliyatla tedavi edilebilecek bir türdenmiş. Ameliyat oldum ve şimdi iyileştim.
Beni ölüme en çok yaklaştıran olay budur ve umarım uzun yıllar boyunca bir daha bu denli yaklaşmam. Bu deneyimi yaşamış biri olarak diyebilirim ki ölüm faydalı fakat sadece entelektüel bir kavramdır.
Hiç kimse ölmek istemez. Cennete gitmek isteyenler bile, oraya gitmek uğruna ölümü göze almak istemezler. Oysa ölüm hepimizin ortak sonu. Şimdiye dek hiç kimse ölümden kaçamamıştır. Bunun böyle de olması gerekir, çünkü ölüm hayatın en güzel icatlarından birisi. Hayat’ın değişim ajanı. Yenilere yer açmak için, eskilerden kurtulmanın tek çaresi. Şu an için yeni sizsiniz, ama günün birinde, üstelik pek yakında siz de eskiyecek ve aradan çıkarılacaksınız. Bu kadar acımasız olduğum için üzgünüm, ama gerçek bu.
Zamanınız kısıtlı, bu yüzden başkalarının hayatını yaşayarak onu harcamayın. 
Başkalarının düşüncelerinin sonuçlarıyla yaşama dogmasına takılıp kalmayın. Başka insanların fikirlerinin gürültüsünün kendi kalbinizin sesini duymanızı engellemesine izin vermeyin. Ve en önemlisi kalbinizin ve sezgilerinizin yolundan gidecek cesarete sahip olun. Kalbiniz ve sezgileriniz ne yapmak istediğinizi bilirler. Bunun dışındaki her şey ikinci planda.
Gençliğimde, bizim neslin kutsal dergilerinden biri sayılan, The Whole Earth Catalog adında inanılmaz bir yayın vardı. Menlo Park yakınlarında yaşayan Steward Brand adında biri tarafından şiirsel bir tarzla kaleme alınmıştı. Size anlattığım bu olay, 1960’lardan kalma, masa üstü bilgisayarlardan ve bilgisayar destekli yayınlardan önce, yani bu dergi daktilolar, makaslar ve polaroid kameraların yardımıyla yapılmıştı. Google ortaya çıkmadan 35 yıl önce, dergi formatında bir Google gibiydi: idealistti, anlaşılır bilgiler ve harika görüşlerle doluydu.
Stewart ve ekibi bunun birçok baskısını yayımladılar ve dergi miadını doldurduğunda son bir baskı yaptılar. 1970’lerin ortalarıydı, o zamanlar sizin yaşlarınızdaydım. Son baskının arka kapağında, sabahın erken saatlerinde çekilmiş bir yol fotoğrafı vardı, hani her maceracının kendini otostop çekerken bulabileceği yollardan biri.
Fotoğrafın altında şu sözler yer alıyordu: “Aç Kalın, Budala Kalın (Stay Hungry. Stay Foolish).” Aramızdan ayrılırken bize verdikleri veda mesajları buydu. Aç Kalın, Budala Kalın. Kendim için hep bunu diledim. Ve şimdi, sizin için de aynı dilekte bulunuyorum:
Aç Kalın, Budala Kalın.
Hepinize çok teşekkür ederim.”
Steve Jobs.

19 Şubat 2017 Pazar

Ömür Kısa, Hayat Zalim


Başarıyı ararken şunu hatırdan çıkarmayın: Ömür kısa, hayat zalim.
Allah herkese sınırlı bir yaşam süresi biçiyor.
Bu yaşam süresinin üçte biri okul ve hazırlık dönemi olarak geçiyor.
Üçte biri yaşlılık.
Ortadaki üçte bir sürede ne yapacaksanız yapacaksınız.
Açık anlatımıyla, ömür çok kısa.
Başarıyı bu kısa sürede yakalayacaksınız.
Bitmedi.Hayat zalim...
Hayatta her şey kolay, her yer güllük gülistanlık değil.
Başarıyı hedefleyenlerin; yılmamaları, bıkmamaları, zorlukları, güçlükleri, terslikleri, aksilikleri karşılamaya hazır olmaları gerekir...
-Sakıp Sabancı

Odaklanmanın Gücü


Sağlıklı Hayat Kitabı


İş dünyasında başarının zirvesine ulaştım. 
Diğer insanların gözünde, benim hayatım tam bir başarı örneği.
Ancak, çalışmanın yanında mutluluğu çok az yaşadım. 
Sonuç olarak, zenginlik ve varlık hayatın alıştığım bir yönü oldu.
Şu anda bir hasta yatağında tüm hayatımı gözden geçirirken, kıvanç duyduğum tüm zenginlik ve tanınmanın ölümün karşısında solduğunu ve anlamsızlaştığını anlıyorum.
Karanlıkta bana hayat desteği veren cihazların yeşil ışıklarına bakarken onların çalışma uğultularını dinliyorum.Ölümün nefesinin giderek yaklaştığını hissediyorum…
Şimdi şunu biliyorum; hayatımız için yeteri kadar varlık elde ettiğimiz zaman, zenginlikle ilgisi olmayan konuların peşinden gitmemiz gerekir…daha önemli olan şeylerin: Belki dostluklar, belki sanat, belki de gençlik yıllarında kurduğumuz hayaller…
Sürekli olarak zenginliğin peşinde koşmak insanı benim gibi eğri büğrü hale getiriyor.
Allah hepimize zenginliğin oluşturduğu illüzyonu değil, herkesin kalbindeki sevgiyi hissedebilmemiz için duygular verdi.
Kazandığım zenginliği ve varlığı birlikte götüremiyorum.
Birlikte götürebildiğim tek şey sevginin oluşturduğu hatıralarım.
Sizinle birlikte olan, size güç veren ve size yola devam etmeniz için ışık veren gerçek zenginlik işte bu sevgi dolu hatıralar.
Sevgi binlerce kilometre gidebilir.Hayatın sonu yok.Gitmek istediğiniz yere gidin.
Ulaşmak istediğiniz yüksekliğe ulaşın.Hepsi sizin kalbinizde ve ellerinizde.
Dünyada en pahallı yatak nedir biliyor musunuz? – “Hasta yatağı” …
Sizin için arabayı sürmesi için bir kişiyi kiralayabilirsiniz.
Sizin için para kazanması için bir kişiyi istihdam edebilirsiniz.
Ancak hastalığınızı sizin için taşıyacak kimseyi bulamazsınız.
Kaybedilen materyaller bulunabilir.
Ancak kaybolduğu zaman asla bulamayacağınız bir şey var – “Hayat”.
Bir insan ameliyathaneye girdiğinde, o ana kadar okumayı bitirmiş olması gereken bir kitabın olduğunu fark ediyor – “Sağlıklı Hayat Kitabı”.
Şu anda nasıl bir hayat sahnesinde olduğumuzla, zaman içinde, perdeler aşağıya inince yüzleşiyoruz.
Ailenizin, eşinizin ve dostlarınızın sevgilerine değer verin.
Kendinize iyi bakın.Diğer insanlara şefkat gösterin...
-Steve Jobs


12 Şubat 2017 Pazar

Bugün Hayatımın Son Günü Olsaydı


Son 33 yıldır her sabah aynaya baktım ve kendime şunu sordum:
"Bugün hayatımın son günü olsaydı, bugün yapmak üzere olduğum şeyi yapmak ister miydim?"
Ve üst üste birkaç gün hayır cevabını verdiğimde, bir şeyleri değiştirmem gerektiğini anladım...
-Steve Jobs