21 Mart 2017 Salı

Üç Soru


Küçük bir kasabada yaşıyorduk, ailem varlıklı değildi, ilk ve tek aşkım beni terk edip gitmişti, duygusal olarak bitip tükenmiştim, genç yaşımda yolumu kaybetmiştim ve hayatın buraya kadar olduğunu düşünmeye başlamıştım.
Tam böyle bir zamanda geçirdiğim büyük bir trafik kazası benim için değişimin başlangıcı oldu.İçinde bulunduğum araba adeta ağır çekimde, taklalar atarak savrulurken zihnimde şu "üç soru" belirdi:
1. Gerçekten her günümü dolu dolu yaşadım mı?
2. Gerçekten sevdim ve sevildim mi?
3. Ve gerçekten başkalarının hayatında bir fark yaratabildim mi?

İnsanlara hayatlarının sonunda kendilerine bu "3 soru"yu soracaklarını, çünkü o soruların beni sonsuza dek değiştirerek tutku ve amaç dolu bir yola girmemi sağladığını anlatmak istiyorum...
Hayatınızın sonunda, hayatınızı gerçekten yaşayıp yaşamadığınızı bilmek isteyeceksiniz.
Ebeveynlerinizin, öğretmenlerinizin, eşinizin veya arkadaşlarınızın hayalleri ve umutları değil, kendi hayatınızdan söz ediyorum.
Hayatınız boyunca yeterince mutlu, neşeli ve canlı yaşayıp yaşamadığınızı soracaksınız.
Yeterince risk alıp almadığınızı, yeterince çaba gösterip göstermediğinizi, yeterince büyük hayaller kurup potansiyelinize ulaşmak için cesurca savaşıp savaşmadığınızı soracaksınız.
"Ben yaşadım mı?" sorusunun cevabını iliklerinize kadar duyumsamak isteyeceksiniz.

Etrafınızdaki insanları yeterince umursayıp umursamadığınızı, onlara yeterince ilgi gösterip göstermediğinizi, sevginizi ifade edip etmediğinizi düşüneceksiniz.
Kimleri özleyeceğinizi, kimlerin sizin özleyeceğini bilmek isteyeceksiniz.
Hayatınızda dostluk ve sevgiyle sarılı olduğunuz anların destansı bir filmini izleyeceksiniz; en azından ben izlemiştim.
Duygularınızı ne kadar açık ifade ettiğinizi sorgulayacaksınız ve kalbiniz "Ben gerçekten sevdim mi?" diye soracak.

Son olarak, son anlarınızda, ışık içinizden ayrılmadan önce, vücudunuzun derinliklerinde bir kıpırdanma hissedeceksiniz ve zihniniz bütün bunların bir amacı olup olmadığını soracak.
İyi bir hayat yaşayıp yaşamadığınızı sorgulayacaksınız.
Bu dünyadan ayrılmadan önce bir fark yarattığınızı bilmek, hissetmek ve buna inanmak isteyeceksiniz.Ruhunuz doğrudan ve yüksek sesle haykıracak: "Bir önemim, bir farkım var mıydı?"

Neden son anınız geldiğinde bu sorulara mutlu cevaplar vereceğinizi bilerek yaşamıyorsunuz?
Neden her anınızı yaşam nimetinin canlılığını ve enerjisini hissederek yaşamıyorsunuz?
Neden hayatınızın sonunda izleyeceğiniz filmi bir aşk destanı haline getirecek ölçüde sevmiyorsunuz?
Neden hayatınızın günlük düzeni içinde başkalarının hayatlarında bir fark yaratmaya çalışarak ve dolayısıyla bir önem taşıdığınızı bilerek yaşamıyorsunuz?..

-Brendon Burchard (The Millionaire Messenger kitabından)

Hiç yorum yok: