27 Şubat 2015 Cuma

Eğitim...


Malala Yusufzay kimdir?
Pakistan'ın kuzeyinde, Taliban'ın güçlü olduğu Svat Vadisi'nde yaşayan Malala Yusufzay, eğitim ve kadın hakları konularındaki aktivistliğiyle tanındı ve kızların okuması için yürüttüğü kampanyalar nedeniyle ülkede sembol isim haline geldi.
Çocuk aktivist, kız çocuklarının eğitimi için verdiği mücadele dolayısıyla 2011 yılında, Pakistan hükümetince verilen "ulusal barış ödülüne" layık görüldü.
Pakistan'lı Malala Yusufzay, Pakistan'da özellikle "kız çocuklarının eğitimi" için yaptıklarıyla tanındı ve zamanla bütün dünyanın ilgisini çekti... 


"EĞİTİM, bir kadın için güç demektir.Eğitim aldıklarında kadınlar daha güçlü olacaklar..."-Malala Yusufzay

25 Şubat 2015 Çarşamba

Düzenli Planlama


En zeki insan bile, pratik ve işe yarar planlar olmaksızın para kazanmada ya da herhangi bir işte başarılı olamaz.
Sadece şu gerçeği aklınızdan çıkarmayın: Planlarınız başarısız olursa, bu geçici yenilgidir; kalıcı bir başarısızlık değildir.Bu sadece planınızın çok sağlam olmadığı anlamına gelebilir.Başka planlar yapın.Yeniden başlayın!
Geçici yenilgi, sadece tek bir anlama gelir; o da, planınızda bir şeyin yanlış olduğudur.

Tek yapmanız gereken, nasıl yapacağınızı düşünmektir; yapabilip yapamayacağınızı değil...
Milyonlarca insan hayatlarını yoksulluk ve sefalet içinde geçirirler; çünkü bir serveti elde edecek planları yoktur.
Sizin başarınız, planlarınızın sağlamlığından daha büyük olamaz.
Kendisi vazgeçene kadar (kendi kafasında) hiç kimse mağlup edilemez.
VAZGEÇENLER ASLA KAZANAMAZ VE KAZANANLAR ASLA VAZGEÇMEZ!

-Napoleon Hill

24 Şubat 2015 Salı

İste, sana verilecek...


Kararlılık (ısrarcı olmak), başarının çok önemli bir unsurudur.
Kapıyı yeterince uzun süre ve yeterince yüksek sesle çalarsanız, birini uyandıracağınız kesindir.
ASLA PES ETMEYİN; çünkü şansınız, ancak pes etmediğiniz zamanda ve yerde dönecektir...
 -Henry Wadsworth Longfellow

23 Şubat 2015 Pazartesi

Hangi Konuda Uzmanlaşmak İstiyorsunuz?


1972 yılında, ben memur olarak çalışırken, Earl Nightingale'in radyoda söylediği bir şey hayatımda bir dönüm noktası oldu.
Earl, radyoda "Her gün bir saatinizi çalışmaya ayırırsanız, beş yılda veya daha kısa bir sürede ulus çapında bir uzman olabilirsiniz." diyordu.
Bunları duyunca aklıma şunlar geldi:"Günde bir saat fazladan çalışmayla ulus çapında bir uzman olunabiliyorsa ve ben de günde sekiz saat boş zamanı olan bir memursam, perşembe gününe kadar bütün dünyayı değiştirebilirdim.
Peki, ne yapmak istiyordum? İşte bunu bilmiyordum!
Bu, çok rahatsız edici bir soruydu.Sonraki beş yıl içinde bir uzman olabileceğinizi bildiğiniz, ama hangi konuda uzmanlaşmak istediğinizi bilmediğiniz zaman uykusuz kalmak için bir nedeniniz olur.Ben de uykusuz kaldım.Haftalar boyu oturup bu konuyu düşündüm.
Sonunda hayatta yapmayı en çok istediğim şeyin, "İnsanların gelişmelerine yardım etmek" olduğunu anladım.Ben de Nightingale'in yaptığı işi yapmak istiyordum.Ve bildiğiniz gibi son 18 yıldır aralıksız bu işi yapıyorum.
-Jim Cathcart

"Seçtiğiniz herhangi bir alan üzerinde beş yılda günde sadece bir saat çalışırsanız...
Bu günde sadece bir saatlik çalışma olsa da, göreceli olarak kısa bir zaman içinde akranlarınızın arasında fare sürüsünde zürafa gibi görüneceksiniz.
Aslında, bunu iyiden iyiye düşünürseniz, hiçbir rekabet olmadığını anlayacaksınız.

Çünkü yarışta çok az insan var ve kaybedenler bile kazançlı çıkıyor.
Dolayısıyla, elde ettiğiniz kavrayışı kazanmak için aşırı çaba göstermeniz gerekmiyor; çünkü, bilgelik ve cahillik arasındaki fark "kıldan ince, kılıçtan keskindir..." 
-Bob Proctor

22 Şubat 2015 Pazar

Başarısız Olmak!


Ünlü komedyen Flip Wilson, kuşkusuz ki en çok insanları güldürme yeteneği ile tanınıyor.Ama bakın, risk alma süreci ile ilgili kendi tecrübesi hakkında neler söylüyor:
"Düştüm ve ayağa kalktım.Düştüm ve ayağa kalktım.Düştüm ve ayağa kalktım...Aslına bakarsanız, (16) on altı yıl boyunca düşmek ve ayağa kalkmaktan başka bir şey yaptığım söylenemez."
Peki sizce, Flip Wilson bu süreç boyunca kendini "başarısız bir kişi" olarak düşünmüş müdür? Elbette hayır! Çünkü öyle düşünmüş olsaydı "bir kez daha" denemek için ihtiyacı olan cesareti bulamazdı ve şu anda da büyük ihtimalle adını bile duymamış olurduk!.. 


Sürekli hayatlarında "önemli bir şey" başarmış insanların biyografilerini ve otobiyografilerini okuyorum.Neredeyse hepsi istisnasız, hedeflerini başarmaya çalışırken birçok kere başarısız olduklarını; ancak hiçbir şeyin onları yıldırmadığını öğrendim.Ben de çoğu kere "dibe vurma" deneyimini yaşadım.Biraz acı verdiğini ve hatta bir miktar da utanma duygusuna neden olduğunu itiraf edeyim.Ancak, öyle olsa bile, bu beni hiç durdurmadı ve sizi de asla durdurmamalı! Çünkü hepimizin, yeniden ayağa kalkma yeteneği var...
-Bob Proctor.

21 Şubat 2015 Cumartesi

Daha İyi Bir Hayat Yaşamak


Çalışanların %70‟inin neden mutsuz olduğunu biliyor musunuz?
İşsizliğin, düşük ücretlerin ve mutsuz çalışanların sebebi; sadece ekonomi veya ekonomik krizler değil. Peki, sorun ne? Aslında cevabı basit:
"Kendimizi gerektiği kadar tanımıyoruz."
Bunu okuduğunuzda muhtemelen size çok fazla bir şey ifade etmeyecek.
Ancak biraz daha gerilere dönerek düşünebilirsiniz. 
İlköğretim ya da liseyi neden okudunuz?
Bunun birkaç cevabı olabilir: 
Birincisi üniversiteye girmek için, ikincisi meslek edinebilmek için ve üçüncüsü zorunlu olduğu için... 
Peki, sizce neden işe gireriz veya bir meslek ediniriz? 
Bu soruya verilen cevaplarda genellikle; “para kazanmak için”, “hayatımı geçindirmek için”, “kiramı ve masraflarımı ödemek için” şeklinde olabiliyor. 
İşte burada büyük bir yanılgıya düşüyorsunuz. 
Okuldan başlayarak bir şekilde hayatımızı ilerletmemizi sağlayan sürecin amacı; kesinlikle sadece “kiramızı ödemek” ya da “kendimizi geçindirmek olmamalı”. 
Sınırlı geçireceğimiz hayat zamanımız, bu kadar basit bir amaç uğruna harcanmamalı.
Okuldan işe kadar bütün yaşantımızın en önemli amacı:
DAHA İYİ BİR HAYAT YAŞAMAK” olmalıdır.
Daha iyi bir hayat yaşamanın altını, sizi mutlu eden her şeyle doldurabilirsiniz...

KAYNAK: "KENDİ İŞİNİ KURMA REHBERİ" / Prof. Dr. Tunçdan BALTACIOĞLU-Yrd. Doç .Dr. Öznur YURT-Öğr. Gör.Taylan DEMİRKAYA (İzmir Ekonomi Üniversitesi)

Dost olun, arkadaş olun!


İnsan sevdikçe, sevildikçe mutlu olur.
Başarıdaki mutluluğunuzu, aile mutluluğu ile taçlandırmakla yetinmeyin.
Arkadaş ve dost çevrenizi geliştirin.

İlle de aynı gelir düzeyinde kimselerle, aynı başarı çizgisindeki kimselerle, aynı iş kolundaki kimselerle dost ve arkadaş olmak gerekmez.
Tam tersine, değişik gelir gruplarından, değişik ilgi gruplarından yaygın bir dost ve arkadaş çevreniz olsun.İmkan ölçüsünde sanatçıları, yazarları-çizerleri, ressamları, müzisyenleri, heykeltraşları, oyuncuları... destekleyin.

Bu ilişkiler, yalın bir yaşamdan kurtulmanızı, renkli bir hayat yaşamanızı, hayatın farklı zevklerini tatmanızı; kısaca mutlu olmanızı sağlar.
Arkadaşlık ve dostluk; çıkar ilişkisi olmadan, dengeli ve karşılıklı bir sevgi bağıdır.

-Sakıp Sabancı

20 Şubat 2015 Cuma

Zihin, neyi hayal ederse ve inanırsa onu başarabilir.


Napoleon Hill, hayatının çoğunu dünyanın beş bin büyük başaran insanlarını araştırmakla geçirdi.Kendisinin yoğun çaba ürünü olan çalışmaları ve yazıları ünlü kitabı "Düşün ve Zengin Ol"da yer alıyor.

"Zihin, neyi hayal ederse ve inanırsa onu başarabilir."
Çoğu kişi buna inanmaz, ancak inananlar kendilerini kanıtlarlar.
Şimdi neden siz kendinizi kanıtlamıyorsunuz?
Tek yapmanız gereken, zihninizin ekranında zenginliğin (ya da istediğiniz herhangi bir şeyin, hedefin) görüntüsünü oluşturarak neler olacağını izlemek.
İşler ne kadar kötü giderse gitsin, kişisel zenginliğinizin (herhangi bir hedefinizin) görüntüsünü zihninizde tutmaya devam etmelisiniz.
Bir süreliğine sizi gerçekten gerilediğinize inandıracak engellerle karşılaşabilirsiniz, ancak ısrar anahtarınızdır.Kişisel zenginliğinizin (ya da istediğiniz herhangi bir şeyin, hedefin) görüntüsünü zihninizde tutmaya devam edin ve size olan şeylerin, istediğiniz amaca erişmek için olması gerektiğini anlayacaksınız.

Şu gerçeğin farkına varın: Yaptığınız her şeyden önce bir görüntü vardır.Bir görüntü oluşturmak için önce düşünürüz, sonra işe koyuluruz.
"Görüntülerin" düşüncelerden yapılan zihinsel resimler olduğunu bilin ve zihnin büyüklüğünün "düşünebilmesinde" yattığını unutmayın.Zihniniz, istediğiniz görüntüyü oluşturabilir.

Zihninizde resimler oluşturmaya ben, "İmge Oluşturma" diyorum.İmge Oluşturma'nın hayatımda öğrendiğim tüm fikirlerden daha büyük etkisi olduğunu söyleyebilirim.
İmge Oluşturma kavramını herkesin her zaman kullandığını hatırlatmak istiyorum.
Aslında, hayatta var olagelen şeylerin hepsi doğrudan İmge Oluşturma sürecinin sonucudur.
Hayatınızda elde ettiğiniz sonuçların farkına varırsanız, bu büyük zihinsel aracı zaten kullanmış olduğunuzu göreceksiniz.Maalesef, çoğu insan bu yeteneğini her zaman yanlış şekilde kullanmaktadır.
Siz bir İmge Oluşturucusunuz.
Görebiliyorsanız ve inanırsanız YAPABİLİRSİNİZ!
Zihninizi önemsiz şeyler yerine, büyük bir hayalle doldurun.
Hayalinizi oluşturun ve onun peşinden gidecek zihinsel gücü geliştirin.

Şimdiye kadar pek çok yıl boyunca zihninizde düzgün bir görüntüyü tuttuğunuzda, hayatınızda bir amacı başarmak için içinizde akan gücün farkında oldum.
Bu büyük hakikat, hayatımda başardığım birçok şeyin altında yatan sebeptir.
Ayrıca, başka insanların hayatında da düzgün bir görüntünün neler yapacağını sayısız örnekle gördüm.

İstediğinizin görüntüsünü oluşturun ve sonra onu gerçekten elde etmiş gibi hareket edin! Kendinizi halihazırda önceden hayal ettiğiniz şeye sahipken görün.
Başka bir şekilde ifade edersek, "Olmak istediğiniz kişi gibi hareket edin."
Alman filozof Goethe şöyle yazmıştı: "Bir şeyi yapabilmeniz için önce bir şey olmalısınız."

Hayatta hiçbir okumanın ya da ezberlemenin sizi başarılı yapmayacağını unutmayın.
Akıllı düşüncenin anlaşılıp uygulanmasıdır işe yarayan.
Bu yüzden, zihninizde HEMEN ŞİMDİ, bu dakikada, kendinizin istediğiniz zenginliğe (ya da herhangi bir hedefinize) sahipken ki görüntüsünü oluşturun.
Görüntünün kısa bir tanımını bir kart üzerine yazın ve onu cebinizde taşıyarak her gün, defalarca bilincinizi görüntüyle doldurana kadar okuyun.

KAYNAK: You Were Born Rich / Bob Proctor

19 Şubat 2015 Perşembe

Yapabilirsiniz!


Yapacağınız her seçimin temelini oluşturacak nihai seçim; “Yapabilirim” veya “Yapamam” diyen seçimdir. -Shad Helmstetter 

18 Şubat 2015 Çarşamba

Bilgelik ve Anlayış Kazanmak


Yapacağınız hazırlık miktarı, hasatta alacaklarınızı belirleyecektir.
Eğer kendinizi geliştirmek ve öğrenmek için, günde sadece yirmi (20) dakika zaman ayırırsanız, en üst gelir dilimine sahip olan %5’lik kısma dahil olacaksınız.Dünyadaki insanların %95'inden daha fazla hazırlık yapıyor olacaksınız.Fırsatlar için hazırlık yapan “elit kesime” dahil olacaksınız.
Eğer “günde bir saatinizi” ayıracak olursanız, çok daha az bulunan bir gruba dahil olacaksınız.
Hayattaki başarılı insanlara baktığınızda, onların tüm yaşamlarını hazırlık yaparak geçirdiğini görürsünüz.
Değişmek ve büyümek için harcayacağınız zaman, asla fazla olamaz ve başarılı olmak istediğiniz alanlarda zihninizi sürekli olarak yenilemeye ihtiyacınız vardır.
Bilgeliği aramak ve istediğiniz fırsatlar için hazırlık yapmak zorundasınız.
Fırsatlar için hazır olmak zorundasınız.
Akıl ve bilgi, sizi işinizde ya da yaptığınız her şeyde ileri iten güçtür.
Dün edindiğiniz bilgiler yüzünden, bugün buradasınız. 
Hiçbir şey “bilgelik ve anlayış” kazanmaya benzemez.
Bu iki şey, size kalbinizin arzu ettiği her şeyi getirecektir.
BİLGELİK ve ANLAYIŞ kazanmak, her şeyin anahtarıdır.

KAYNAK: Think Like A Billionaire, Become A Billionaire As A Man Thinks, So Is He./Scot Anderson

17 Şubat 2015 Salı

Denizleri Seviyorsan, Dalgaları da Seveceksin-Nietzsche


Öyle bir hayat yaşıyorum ki,
Cenneti de gördüm, cehennemi de.
Öyle bir aşk yaşadım ki,
Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de.

Bazıları seyrederken hayatı en önden,
Kendime bir sahne buldum oynadım.
Öyle bir rol vermişler ki,
Okudum okudum anlamadım.

Kendi kendime konuştum bazen evimde,
Hem kızdım hem güldüm halime,
Sonra dedim ki "söz ver kendine".


Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin.
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin.
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.

Öyle bir hayat yaşadım ki,
Son yolculukları erken tanıdım
Öyle çok değerliymiş ki zaman,
Hep acele etmem bundan, anladım... 

-Friedrich Nietzsche 

(Nietzsche’nin sevgilisi Lou Salome’ye gönderdiği bir mektuptan)

16 Şubat 2015 Pazartesi

HAREKETE GEÇ!


KAPA ÇENENİ! 
Büyük bir olasılıkla çok konuşuyorsun ve dinlemeye ihtiyacın var.Bir zamanlar babamın da söylediği gibi, "Dinleyeceğin yerde yayın yapıyorsun."
SÖYLENMEYİ BIRAK!
Sorunların hakkında mızmızlanman, sorunlarını çözmeni sağlamaz.Söylenmeyi, başkalarını suçlamayı, mızmızlanmayı, şikayet etmeyi ve sızlanmayı bırak.Artık ipleri eline alma zamanı.
HAREKETE GEÇ!
Önüne konulan hayatı seçmek yerine, kendi hayatını şekillendir ve şekillendirdiğin hayatı yaşa.
Bir karar ver.Bu kararı uygulamak için bir plan yap.
Kararını gerçekleştirmek için, yapılması gerekeni yap!
Bunu yapmak basit mi? Elbette.
Kolay mı? Her zaman değil.
Peki denemeye değer mi? Kesinlikle.
-Larry Winget


14 Şubat 2015 Cumartesi

Bilinçaltını Etkileme Gücü


Birçok filozof, insanın dünyevi kaderinin efendisi olduğunu ifade etmiş, ancak bunun nedenini belirtmemiştir.İnsanın dünyevi durumunun ve özellikle de mali durumunun efendisi olmasının nedeni; bilinçaltını etkileme gücüne sahip olmasıdır...
-Napoleon Hill

13 Şubat 2015 Cuma

Herkes Kendi Kabı Kadar Su Alır...


Bu söz, çok önemli bir evrensel yasayı ifade etmektedir:
Hayatımızdaki en önemli amacımız; sürekli (Hz.Mevlana'nın tabiriyle kabımızı) bilincimizi büyütmek, farkındalığımızı artırmak olmalıdır.
Zaten hayattan alabileceklerimiz de, bilincimizin hak ettiğini düşündüğü ve inandığı kadardır.
İşte çoğu insanın "Hayatım neden hiç değişmiyor? Neden istediklerimi elde edemiyorum?" sorularının cevabı da aslında bu sözde gizlidir...

12 Şubat 2015 Perşembe

Odaklanma Faktörü (Odaklanmanın Gücü)


Odaklanma Faktörü dediğimiz şey şunu söyler:
"NEYE ODAKLANIRSAN, ONU ELDE EDERSİN."
Bir şeye odaklanıp ona içtenlikle inanırsanız, enerjiniz dikkatinizi verdiğiniz şeyin frekansında titreşmeye başlar.Bu da onu elde etmenin yollarını açar.
Sorun şu ki; çoğu insan zamanlarını "istemedikleri" şeylere odaklanarak geçirir.

Yani insanların istediklerinden çok, istemedikleri şeyleri düşünme eğilimi vardır.
Bir şeyi çok istediğinizi düşündüğünüzde, genellikle odaklandığınız şey o değil, ondan mahrum oluşunuzdur.
Odaklanma Faktörü; en çok neye yoğunlaşırsanız, onu elde etmenizi sağlayacaktır, olumlu ya da olumsuz....


Odaklanmanın gücü
Eminim;
“Neye odaklanırsanız, o büyür.”
”Neye odaklanırsanız, o bizim realitemiz olur.”
”Çoğu zaman ne düşünürseniz, O’sunuzdur.”
sözlerini çok duymuşsunuzdur. 

Temel olarak "Neye odaklanırsanız, o olursunuz" demektir hepsi.

Hepimiz zengin bir yaşam isteriz. 

Hepimiz hayatımızda her şeyimiz olsun isteriz. 
Fakat çok az insan bunun üzerine odaklanır. 
Çoğu kişi zamanının çoğunu, endişelendikleri şey üzerinde odaklarlar ve sonuçta elde ettikleri de bu olur.Odaklandığınız şeyin tam olarak alırsınız. Bu % 100 kesinlikle çalışır.

Eğer fakirlik üzerine odaklanırsanız, onu elde edersiniz. 
Eğer zenginlik üzerine odaklanırsanız, zenginlik elde edersiniz. 
Mutluluk üzerine odaklanırsanız, mutluluk elde edersiniz. 
Eğer üzüntü üzerine odaklanırsanız, üzüntü elde edersiniz. 
Bu kanun mükemmel çalışır.

Soru ise şudur:
Bilinçli olarak dikkatimizi istediğimiz şeyler üzerine odaklamak için ne yapmalıyız? 
Yıllardır bize endişe ve üzüntülerimiz üzerine odaklanmamız öğretildi. 
Cevap son derece basittir. 
Negatif şeyler üzerine nasıl odaklanıyorsak, aynı şekilde istediğimiz şeyler üzerine odaklanmalıyız.


Endişe ettiğiniz şeyler üzerine odaklanırken neler yapıyorsunuz?

Muhtemelen çoğu zaman bilinçli ve bilinçsiz olarak kendi kendinizle konuşursunuz.
Çoğu zaman bu konuşma soru-cevap şeklinde olur.
s: "Neden bu şeyler hep bana oluyor?"
c: "Çünkü aptalsın''
s: "Neden bu kadar aptalım?''
c: "Çünkü ben salağım.''


Böyle bir konuşma hiç yaptınız mı kendinizle? 

Bu şekilde kendi kendinizle konuştuğunuzun farkında olun. 
Aynı şekilde dikkatinizi pozitif şeyler üzerine odaklayın. 
Kendinize güçlendirici-olumlu sorular sorun? 
Öyle sorular sorun ki her zaman kendinizi iyi hissedecek cevaplar alın. 

Bir durumun bu kadar kötü olması önemli değil, bunun içindeki inci-fırsat nedir? 

Bundan ne öğrenebilirim? diye sorun.

Eğer sürekli bunları sorarsanız, her zaman iyi şeyler bulacaksınız ve mutlaka öğrenecek bir şeyler bulursunuz. Bu sizi daha iyi yapacaktır. 

Şu andan itibaren kendinizle bir anlaşma yapın. 
Durum ne kadar kötü olursa olsun, her zaman dikkatinizi pozitife odaklayacak bir soru bulabilirsiniz.


11 Şubat 2015 Çarşamba

Bernard Shaw'ın eşe/kadına verdiği değer...


Bernard Shaw'ın eşe/kadına verdiği değer...
Shaw'ın, karısını kaybettikten sonra çok üzüntülü günler geçirdiği herkesçe biliniyor.Ayrıca ünlü yazar, sosyalizm ve "kadın haklarının" koyu bir savunucusu olmuştur... 

Eylem...


"Hepimiz bir şeyler başarmayı istediğimizi söyleriz; ama bunun gerçekleşebilmesi için, niyetlerimizle/hedeflerimizle eylemlerimizin eşitlenmeleri gerekir.
Başarı hakkında konuşmakla, onun olmasını sağlamak arasında dağlar kadar fark vardır.
Hayat, ihtiyaçlarımız oranında değil, hak ettiğimiz oranda bizi mükafatlandırmak üzere tasarlanmıştır.
Her gün disiplinle uyguladığımız en küçük bir aktivite (bir gram eylem) bile, hayatımızı sonsuza kadar değiştirebilecek olan inanılmaz bir süreci başlatabilir..."
-Jim Rohn

Refah Hakkında 37 Sır - Randy Gage


Refah...?

Herkes bu kelimeyi bilir, ama çok az insan gerçekten ne anlama geldiğini bilir. 
Hayatınızda onun kapısını açmanız için gerekli sırları ise daha da az sayıda insan bilir.
Ama bir kez bu sırları öğrendiğinizde; tamamen cesur, yeni bir dünyayla karşılaşıyorsunuz. 
Sağlık, mutluluk ve zenginlik bir insana komik şeyler yapıyor. 
Her güne neşe ve dinamik enerjiyle başlamanızı sağlıyorlar; bu sizi her gün barış ve uyuma yaklaştırıyor ve her günü macerayla yaşamanızı sağlıyor.
Ben bu refah sırlarının üzerindeki örtüyü açtığım ve hayatımı gerçekten neye adayacağımı keşfettiğim için çok şanslıyım ve bunları sizinle paylaşacağım. 
Şimdi sorumluluğu size aktarıyorum.Şimdi sıra sizde. 
Size yakın birisinin bu bilgiye ihtiyacı var.Öyleyse şimdi bir sonraki macera sizin…

1. EVRENE KARŞILIKSIZ VEREMEZSİNİZ.

Bu refahın birinci temel sırrıdır ve çoğu insanın gözden kaçırdığı bir sırdır.
Onlar refaha bir "bana ver" durumu olarak yaklaşırlar ve onu çevreleyen gerçek enerjiye hiç uyumlanmazlar.
Bu evrendeki her şey, bir değere karşılık bir değer değiş-tokuşu prensibine dayanır.
Ama bu dengesiz bir terazidir.Verdiğiniz şey size kat be katı olarak geri döner.
Genellikle on katı, bu yüzden iyilik tohumları ektiğinizde çok daha fazla iyilik size geri gelecektir.Bu bağışladığınız para, verdiğiniz sevgi ve yaptığınız iyilik için geçerlidir.
Ne kadar çok denerseniz deneyin, evrene tek taraflı bir şey veremezsiniz.
Öyleyse dışarı çıkın ve düzenli olarak bir iyilik yapın, ihtiyacı olan birine bir tohum ekin, sizinle ilgilenen görevliye fazla iyi davranın...
Çok daha fazla refah size doğru geliyor..!
2. BEDAVA PEYNİR SADECE FARE KAPANINDA VARDIR .
Bu ifade kulağa sanki saygısızca davranıyormuşum gibi geliyor, ama aslında refah kurallarının nasıl işlediğinin çok kısa ve etkileyici bir özeti.
Piyangoyu kazanarak, miras alarak veya arka bahçenizde petrol bularak zengin olmazsınız. Bütün bunlar, fakir insanların başına gelebilir ve onlara geçici bir zenginlik getirebilir.
Ama zenginlik kalıcı olmayacaktır, ya da siz gerçek refahı bedava elde edemezsiniz. 
Her zaman ödenecek bir bedel vardır, ilk sırda ele aldığımız adil bir değer alış verişi söz konusudur.
Refah içinde olmak için ödediğiniz bedelin büyük bir kısmı, refahı sorumlu bir şekilde ele alan bir insan olmaktır.Yapılan çalışmalar tekrar tekrar göstermiştir ki; piyangodan yüklü miktarlar kazanan fakir insanların çoğu, on yıl sonra parasız ve zor durumda olmaktadır.
Ve biz on, yirmi veya hatta kırk milyon dolar kazanan insanlardan söz ediyoruz.
Paraları oldu, ama refah bilinçleri yoktu.Böylece para hiç kalmadı ve refahın diğer öğeleri hiç ortaya çıkmadı.Hiçbir şey bedava gelmez. Kasiyerin size yanlışlıkla fazladan 5 dolar vermesine izin verirseniz, evinize para ödemeden bir kablo çektirmenin yolunu bulur ya da kimse görmeden fazladan bir gazete alırsanız, kesinlikle kendinize bir karma borcu yaratırsınız.Ve bu borçlar her zaman ödenir.
Zengin insanlar hiç bir zaman bedava bir şey aramazlar.
Her zaman, her şey karşılığında bir değer vermekten mutlu olurlar.
3. ZENGİN İNSANLARIN MUTLAKA DİNDAR İNSANLAR OLMASI GEREKMEZ.
Zengin insanların mutlaka dindar insanlar olması gerekmez, ama derinde manevi insanlardır.Dogma ve doktrinlere sıkı sıkıya bağlanmanın, onları gerçek doğalarından uzaklaştırdığını bilirler.Hayal etmekten, hayata geçirmeye kadar bütün refah yolunda asil bir sadelik vardır.Ve gerçek refah dışsal değil, içseldir.
4. ZENGİNLİK SİZİN BAŞINIZA GELMEZ. SİZ ZENGİN OLURSUNUZ.
Evet kendisine büyük bir servet miras kalan ya da at yarışında çok kazanan ender insanları duyarsınız.Ama gerçek zenginlik, size daha kasıtlı bir süreç sonucu gelir ve sizinle kalır.
O sizin başınıza gelmez; siz onu gerçekleştirirsiniz.
Siz zihninizde zengin bir insan haline gelirsiniz; sonra zenginliği çeken bir insan haline gelerek, fiziksel düzlemde onu gerçekleştirirsiniz.
5. REFAHINIZI SÖZLERLE OLUŞTURURSUNUZ.
Ya da daha spesifik olursak, söylediğiniz sözlerle oluşturursunuz. 
İnsanlar en olumsuz şeyleri sözlerle doğruladığında, bu beni hayrete düşürür. 
Bugün bir arkadaşım beni, kamyonetini bir ağaca çarptığını söylemek için aradı.
Bana "Ne zaman işler benim için iyi gitmeye başlasa, beni geri çekecek bir şey mutlaka olur" dedi.Tabii ki olur; bu inancı direkt olarak bilinçaltına programlıyor, bu da fiziksel alanda gerçekleşmesi için davetiye çıkarıyor.
Ne çok kez iyi şeylerin olduğunu ve insanların "Buna inanamıyorum! Ben hiçbir zaman bir şey kazanmam" benzeri şeyler söylediğini düşünün. Ve sonrasında kötü bir şey olur. 
Bir tabak kırarlar, bir şey dökerler ve "Bunun olacağını biliyordum!" diye ilan ederler. 
Tabii ki biliyorlardı.
İnsanların "Her kış en az üç kez nezle olurum" gibi şeyler söylediğini duyarım. 
Ben "Ortalama senede bir kez sırtım kötü olur" derdim.Ve tabii ki olurdu. 
Ben bunu tekrarlamaktan vazgeçene kadar.Dokuz yıldan fazla zamandır olmuyor.
Bazı insanlar kendilerinden alçaltıcı ifadelerle bahsetmenin ortama uymak için kibar ya da iyi bir yol olduğunu düşünür."Her zaman bir gün geç kalıyorum ve bir dolarım eksik geliyor" gibi ifadeler sizi fakir insanlara sevdirecektir.Ama aynı zamanda zenginliği de itecek ve kendini gerçekleştiren kehanetlere dönüşecektir. 
Öyleyse eğer refahınızı söylediğiniz sözlerle belirleyecekseniz, neden aşağıdaki gibi olumlu ifadeleri tekrarlayıp onaylamayalım: “Bir mıknatıs gibi parayı çekerim!”
6. SAĞLIK, SEVGİ, MUTLULUK VE PARA SONSUZDUR.
Eğer birini kucaklarsanız, bu sizin bundan sonra yapabileceğiniz kucaklaşmaların sayısını azaltır mı?Tabii ki hayır.Aslında, eğer kucaklaşan bir insan olarak biliniyorsanız, kendinize daha fazlasını çekmeniz olasıdır.
Gerçek refahı oluşturan sağlık, sevgi, mutluluk ve para sonsuzdur ve kendi yayılımını yaratır.Fazla sevgi verdikçe daha fazlasını kendinize çekersiniz. 
Çok sağlık kendi üstüne inşa eder ve daha fazlasının oluşmasına yardım eder. 
Mutluluk da aynı şekilde işler. 
Evrene karşılıksız veremeyeceğiniz için; sirkule ettiğiniz para kendi enerjisini yaratır ve bu da suya düşen damlacığın yarattığı genişleyen halka etkisi gibi bolluk etkisi yaratır ve her zaman size geri dönecek yolu bulur.Bu sonsuz devam eden, kendini kopyalayan bir döngüdür.
7. REFAH BOŞLUK PRENSİBİYLE ÇALIŞIR.
Doğa boşluk etkisinden nefret eder ve her zaman onu iyiyle doldurur. 
Evren başka bir şeyi sıkıca kavrayan elinize bir şey koyamaz.
Olumlu bir şeyi çekmenin en iyi yolu, olumsuz bir şeyi bırakmak ve iyi için bir boşluk oluşturmaktır.Eğer yeni elbiseler istiyorsanız, önce gardırobunuzu temizlemek ve bazı eski elbiseleri evsizlerin sığınma yurduna bağışlamak en iyisidir. 
Eğer ruh eşinizi arıyorsanız, öncelikle içinde bulunduğunuz ve size herhangi bir şekilde kötü etki eden ilişkinizi bırakmanız gerekir.
Hayatınızda aradığınız tüm refahı kendinize çekemiyorsanız; kendinize, bırakmanız gereken neye tutunduğunuzu sorun.
8. EN ÇOK FAKİR İNSANLAR PARAYI KAFALARINA TAKARLAR.
Orta ve alt tabaka arasında, zengin insanların paraya ne kadar sabitlendiği hakkında çok konuşma geçer.Çoğu zenginlerin sadece parayı düşündüklerine inanır. 
Başka hiçbir şey gerçekten bu kadar uzak olamaz. 
Gerçekte fakir insanlar, para hakkında zenginlerden çok daha fazla düşünür. 
Bu psikologların "projekte etme" dedikleri şeydir. 
İnsanların kendi korkularını, ön yargılarını ve güdülerini başkalarına yönelttikleri, yansıttıkları anlamına gelir.
Doğaları gereği, fakir insanlar her zaman parayı düşünürler.
Ben parasız olduğum zamanı hatırlıyorum; bu düşünebildiğim tek şeydi.
Telefon çalsa, arayanın acaba bir fatura alacaklısı mı olduğunu düşünürdüm.
Bir yere arabayla gittiğimde, arabamın bozulup benim de onu tamir ettirmeye paramın yetmemesinden endişe ederdim.Güzel arabalı ve elbiseli insanları görür ve onları kıskanırdım.Sahip oldukları şeyleri hak etmek için ne yaptıklarını merak ederdim. 
Her zaman faturalar üzerinde hileler yapıyor, ödeme ayarlamaları yapıyor ve bir sonraki seferi nasıl ödeyeceğimi düşünüyordum.Paraya sabitlenmiştim, çünkü başıma gelen her kötü şey, yeterli paraya sahip olmamaktan kaynaklanıyor gibi görünüyordu.
Şimdi param var, onu nadiren düşünüyorum.
Para, hayatı çoğaltan ve deneyimlerinizi büyüten yağlayıcı maddelerden birisi.
Bir kez "parayı yolunuzdan çektiğinizde" faydalarını endişe olmadan deneyimlemenize izin verir.
9. İSTEDİĞİNİZİ SANDIĞINIZ ŞEYİN OLMASINI TALEP EDEBİLİRSİNİZ . 
AMA GERÇEKTEN İSTEDİĞİNİZ ŞEYİ ELDE EDECEKSİNİZ.
Başkaları ve kendim için dua ettiğimde, belirli şeyleri istemek yerine, her zaman en yüksek hayrı isterim.Eğer belli bir şeyi arıyorsanız, onu ya da "daha iyi bir şeyi" istemek daha iyi olacaktır.
Çocukken karidesi sevdiğimi sanırdım.Büyüyünce karidesten hoşlandığımı ama asıl sevdiğim şeyin kokteyl sosu olduğunu anladım.Çoğu zaman geçmiş olayların, duygusal yükün ya da diğer şeylerin görüşümüzü bulutlandırmasına izin veririz.
Bir şeyi istediğimizi düşünüyoruz, ama genellikle gerçekten istediğimiz şey başka bir şey. 
Bu iyi ya da kötü olabilir.
Hayatımın ilk 30 yılında, bir milyoner olmak istediğimi sandım.
Gerçekte asıl istediğim şey, bir kurban olmak ve etrafımdakilerin sempatisini kazanmaktı.
Yalnızca gerçekten istediğim şey, kurban olmaktan milyoner olmaya dönüştüğü zaman isteğim gerçekleşti.
10. REFAH İÇİN EN KUVVETLİ ARAÇ BİLGELİK.
Eğer bir aptal ve onun parası kısa sürede birbirinden ayrılıyorsa ( ve öyledir), bu akıllı bir adam ya da kadının kısa sürede kendi refahını kendine çekeceğini gösterir.Ve öyle olur. Eğer büyük zenginlik istiyorsanız önce yaygın olmayan bilgeliği arayın.
11. REFAH SİZİN DOĞUŞTAN HAKKINIZ VE DOĞAL DURUMUNUZDUR.
Sağlıksız, mutsuz veya fakir olduğumuzda; bu yolumuzdan saptığımız ve gerçek doğamızla bağlantımızı kopardığımız içindir.
Sizin doğal durumunuz sağlıktır.Yalnızca eşzamanlılık dışına çıktığınızda hastalık vücudunuza girer.
Bu dünyaya mutlu bir kişi olarak geldiniz.
Mutsuzluk, sizin o kararı vermenizi gerektiren bilinçli bir seçimdir.
Mutsuzluk doğal değildir ve sağlıklı değildir.
Benzer biçimde, zengin olmak için doğdunuz.
Var olmak için çırpınmak; asil değildir, doğal değildir ve gerekli değildir.
Hayatınızı evrensel refah yasalarıyla yaşarsanız, zenginlik size yağmurun çiçekleri suladığı gibi doğalca gelir.
12. REFAH ETRAFINIZDAKİ ETERLERDEN HAYATINIZA GEÇER.
Evren bütün ihtiyaçlarınızı temin etmiştir.Refah etrafınızdaki eterlerdedir.
Emir bekleyen bir asker gibi, refah çağırılmak için nöbet bekler.
İnsanların refahı eterlerden alıp fiziksel düzlemde hayata geçirmek için kullandığı vasıtalar FİKİRLERDİR.
13. BİR KEZ GÖREVİNİZİ KEŞFETTİĞİNİZDE, REFAH SİZİ KEŞFEDECEKTİR.
Bir kez gerçekten yapmak için yaratıldığınız işi yapmaya başladığınızda evren sizi iyiyle ödüllendirecektir.Evrensel yasa, istisnasız böyle çalışır.
Görevinizi yaptığınızda, ona tutku, gayret ve adama ile girişirsiniz.
Ve böyle bir zihinsel durumla geldiğinizden, olağanüstü seviyede performans gösterirsiniz ve tüm olağanüstü sonuçları kendinize çekersiniz.
Tüm insanlar bilinçaltında kendi "cihad" larını arıyorlar.
Olduklarından daha büyük bir neden, hareket ya da vizyon.
Görevinizi yaparken insanlar bu gücü hisseder ve bir parçası olmak isterler.
Sizinle refahını paylaşan güçlü insanları kendinize çekersiniz.
14. KUVVETLİ BİR HAYAL GÖRME GÜCÜNÜZ VARSA, EVRENİ İSTEĞİNİZE YÖNELTİRSİNİZ.
Bu, belirli bir temeli almamış kişilerin anlamakta ve özellikle İnanmakta zorlandığı şeylerden biridir.Ama en yüksek seviyede, evrendeki her şeyin özü enerji titreşimleri olarak ele alınabilir.Ve enerji titreşimleri tabii ki diğer enerji titreşimlerinin farkında olabilir veya onlara cevap verebilir.
Öyleyse, evet, aynı bir park yeri bulabildiğiniz, asansörün gelmesini sağlayabildiğiniz, boş bir otel odası bulabildiğiniz gibi gerçekten refahı kendinize çekebilirsiniz.
Teşvik edici bir hayaliniz ve bu hayale güçlü bir inancınız olduğunda, kendinize partnerler çeker, kaynak yaratır, pazar oluşturur ve vizyonunuza tam bir tepkiler zinciri yaratırsınız.
15. SİZİN REFAHINIZ EN YAKIN BEŞ ARKADAŞINIZIN REFAHININ ORTALAMASI
OLACAKTIR.

Bu çok tahmin edilebilir bir şeydir, ama belirli bir temeli almamış kişiler için hayret vericidir.
Bu sene yıllık maaşınızın ne olacağını görmek için,hayatınızda size en yakın beş insanı ele alın; geçen yılki yıllık gelirlerini toplayın ve beşe bölün.
Ve bu, sadece para için geçerli değildir!
Bu belli refah yasaları dahilinde bu şekilde işlemektedir ve tüm alanlarda geçerlidir.
Size en yakın insanların ilişkilerine, sağlık ve mutluluklarına bakın ve sizin tam ortada olduğunuzu göreceksiniz.
16. İNANÇ REFAHINIZI DEPODAN ÇIKARIR.
Fikirlerin, insanların refahı eterlerden alıp fiziksel dünyada gerçekleştirerek dönüştürmesini sağlayan kanallar olduğunu biliyoruz.Ama aynı zamanda bu, inanç olmadan da gerçekleşmez.Onu görünür kılmak için iyinizi görmeli, iyinizi aramalı ve iyinize inanmalısınız.
Daha az yeteneği olan, ama daha güçlü inanca sahip kişiler; yeteneği olan ama inancı az olan kişilerden daha çoğunu daha çabuk elde ederler.
17. REFAH PARASIZ VAR OLAMAZ.
Refah içindeyseniz, siz: Sağlıklı, Mutlu ve Zenginsiniz.
Üç maddeden ikisinin olması fena olmaz.Ama aynı zamanda bu refah değildir.
Gerçek refah, her üçünü de kapsar.
Bazı zengin insanlar hastadır, mutsuz ve yalnızdır.Onlar refah içinde değildir.
Aynı şekilde, eğer siz sağlıklı, ruhsal temeli olan biri iseniz ve harika bir evliliğiniz varsa ama her ay kredi kartı faturalarınızı ödemekte zorlanıyorsanız, tabii ki siz de refah içinde değilsiniz.Refah hepsini kuşatır.
18. DİĞER İNSANLARIN ZORLUK OLARAK NİTELENDİRDİĞİ ŞEY, SİZE REFAH GETİREN KARAKTER- GELİŞTİRİCİLERDİR.
Refahın bulunması ve ulaşılması zor olması gerektiğinden değil.Ama sadece doğru yoldakilere ve refaha denk bir insan haline gelenlere gelir.
Çoğu insan için sürecin büyük kısmı, karakterlerini şekillendirmek ve bilgeliklerini geliştirmek için gerekli zorlukları deneyimlemektir.
Kendinizin ve başkalarının hatalarından bilgelik kazanırsınız.
Başkalarının hatalarından öğrendiğiniz oranda, sizin yapmanız gereken hatalar azalır.
Ama hepimizin öğrenmesi gereken dersler vardır.
Refah-bilincine sahip insanlar bunu anlar ve zorlukları, ihtiyaç duydukları insan haline dönüşebilmeleri için çıkmaları gereken merdiven basamakları olarak kucaklarlar.
19. EVREN HER ZAMAN BAĞIŞINI ALIR.
Ruhsal beslenmenizin kaynağına neşeyle, sevgiyle ve minnetle bağışlayabilirsiniz.
Ya da, gönülsüz olarak doktorda, mahkeme salonunda sizden alınmasını sağlayabilirsiniz.
Ama evren her zaman bağışını alır, tıpkı dalgaların yükselip alçaldığı gibi.
20. HAYALİNİZ SİZİN KADAR BÜYÜK OLMALI.
Küçük oynamak size ya da evrene hizmet etmez.
Tevazu bir erdemdir, ama yanlış alçakgönüllülük ya da en yüksek hayrınızdan geri durmak anti-refahtır.Çalıştırılmayan kaslarda atrofi* olur ve hayaller, vizyonlar ve tutkular da aynısını yapar.
Eğer gerçekleşmesini istiyorsanız, geleceğiniz hakkındaki vizyonunuz cesur, yürekli ve yaratıcı olmalıdır.Büyük bir hayalin size uygulayacağı mecbur bırakan itici güce ihtiyacınız var.Öyle kuvvetli olmalı ki, sabahleyin yorganı fırlatıp güne beklentiyle koşmalısınız.
(*Atrofi : Kullanılmayan kaslarda hücre dejenerasyonuna bağlı olarak doku azalması ya da organ kaybına kadar gidebilen kas erimesi hastalığı."Çalıştırılmayan kasta atrofi olur" bir deyim olarak kullanılıyor.)
21. REFAH İPUÇLARI BIRAKIR.
Gerçekten refah içindeki insanları belirlemek kolaydır.
Sabahları yataklarını düzeltirler, çalışma masaları temizdir ve kiraladıkları arabayı bile yıkarlar.Bunları yapmak zorunda oldukları için yapmazlar, refah içindeki bir ortama sahip olmak amacıyla, istedikleri için yaparlar.
Biletçiye, garsona ve kasiyere bir devlet başkanına gösterecekleri nezaketle yaklaşırlar.
Kendi vücutlarına saygı duyar ve ona bakarlar.
22. GÖRME GÜCÜ REFAHI SİZE ÇOK DAHA ÇABUK GETİRİR.
Refah öncelikle zihinde gerçekleştirilir.
Kazayla bazı rastgele lütuflarla karşılaşabilirsin, ama gerçek ve bağımsız refah öncelikle onu zihinde görselleştirmenin sonucu gelir.
Hayal panoma, uğruna çabaladığım şeyleri yapıştırmamdan itibaren hepsini gerçekleştirmem iki yılımı aldı.Samimi olarak inanıyorum ki, bunu yapmasaydım aynı sonuçları almam en az 10 yılımıalırdı.
Onaylamalar, hedef kartları ve görselleştirmenizi kolaylaştıran ve güçlendiren diğer araçların da sonucu aynıdır. 
Aslında arzu ettiğiniz hedefle bilinçaltınızı programlıyorsunuz. 
Ve bilinçaltınızda bir şey, bir kez programlandı mı, olmak zorundadır.
23. REFAHIN FIRSAT, ŞANS VEYA TESADÜFLERLE BİR İLGİSİ YOKTUR.
Çoğunluk refahın özel fırsatlar, rastgele tesadüfler veya şanslı olaylar sonucu geldiğini düşünür.Bu doğrudur, ama sadece bu fırsatları sizin yarattığınız anlamında doğrudur. 
Eğitim ve yetenekler bile, sizin bilinciniz ve inançlarınız kadar önemli değildir. 
Çünkü, sizin eğitiminizi ve yeteneklerinizi yürüten bilinciniz ve inançlarınızdır.
24. REFAH NESNELERİN BOLLUĞU DEĞİLDİR, O BİR ZİHİN DURUMUDUR.
Spor arabalar, evler ve para refahı oluşturmaz.Onlar refahın semptomlarıdır.
Gerçek refah, bunları elde eden kişinin zihinsel durumudur.
Benzer şekilde, paranın, malların ve diğer şeylerin yokluğu da yoksulluk değildir.
Bunların yokluğu, yoksulluk durumunun koşuludur.
Yoksulluğun kendisi de basitçe bir zihin-durumudur.
25. ZİHNİNİZ REFAH VEYA YOKSULLUK İÇİN BİR ENSTRÜMANDIR .
Bu ya duyacağınız en korkunç şey ya da öğreneceğiniz en özgürleştirici anlayış biçimi.
Son sözünüz bu olsun ve bolluk için doğru yoldasınız demektir.
İki insan aynı olaya hiçbir zaman aynı şekilde bakamaz.
Birisi bir tehdit görebilirken, diğeri bir fırsat görür.
Size bir iş fırsatına katılma şansının önerildiğini düşünelim.
Buna bir dizi farklı şekilde yaklaşabilirsiniz.
Yalnızca zengin olma fikriyle büyülendiğiniz için,hiç araştırma yapmadan, körü körüne atlayabilirsiniz.Kötü bir duruma düşüp çok para kaybedebilirsiniz.
Ya da, ikinci senaryo, alacağınız herhangi bir miktar için şimdiden çok geç olduğunu fark edebilirsiniz.Kıdemli kişilerin tüm kıymetli payları aldığını fark edebilirsiniz ve muhtemelen öneri gerçek olmak için fazla iyidir.Böylece IBM"i hisse başına 10 dolara satın alma şansını başkasına bırakırsınız.
Size bir durum önerildiğinde başka bir senaryo da gerçekleşebilir; kendinize güveniniz vardır, öneriyi ayrıntılı incelersiniz ve sağlıklı bir karar verirsiniz.
Buna nasıl bir tepki vereceğiniz, neredeyse tamamen sizin zihinsel durumunuz tarafından belirlenir.Hayattan ne bekliyorsunuz.
Refahınızı hayata geçirmek için kullanabileceğiniz tüm araçlar arasında "zihniniz" en güçlü olanıdır.
26. GERÇEK REFAH İÇİN BENCİLLİK GEREKLİDİR.
Aslında, bencillik sizin manevi ayrıcalığınızdır.
Çoğu insan size ahlaki zorunluluğunuzun, çoğunluğun çıkarını bir kişinin çıkarının önünde tutmak olduğunu söyleyecektir.
Kendinizi "daha büyük bir hayır" için kurban etmelisiniz.
Bu düşünce sizin özgüveniniz, refahınız ve hayatınız için zararlıdır.
Tanıdığınız ya da tanımadığınız başkalarının hatırına kendi mutluluğunuzu feda etmek, size ve başkalarına, kendi ilgi ve özeniniz için bile küçük ve değersiz olduğunuzu kanıtlar.
Bu aslında insancıl değildir ve sizi zihinsel olarak hasta eder.
Kendi kurtuluşunuz ve mutluluğu kovalamanız, değer sisteminizin temelini oluşturmalı.
Hayatınızı kendi değerlerinizle, kendi standartlarınız yönünde ve kendi zevkiniz için oluşturmak.Bundan azı size zararlıdır.
Ve bireye zararlı olan herhangi bir şey aslında bütün olarak topluma da zararlıdır.
27. REFAH İÇİNDEKİ İNSANLAR İNDİRİM, KUPON VE UCUZLUKLARA TAKILMAZLAR.
Refah içindeki insanlar eşyaları adil bir değer karşılığında satın almak için hiç bir zaman endişelenmezler.Bir tasarruf önerildiğinde reddetmezler, ama satın alma kararlarını dayandırdıkları asıl temel bu değildir.
Pazarlık etme taktikleri, kupon arama veya bir avantaj yakalama üzerinde yersiz çaba harcamak yerine, zamanlarını daha fazla değer yaratmaya harcamayı tercih ederler ki, bu da daha çok bereketi çeker.
28. DÜNYADA REFAHIN OLMADIĞI YER YOKTUR.
İnsanlar yoksul kesimlerin varoş ya da gettolar olduğunu ve orada refahın olmadığını düşünür, ama durum böyle değildir.
Refah eterlerdedir, bizi her yerde sarmalar, eksikliğin bariz göründüğü yerlerde bile.
Orada Refah olmadığından değil, insan onu hayata geçirmediğindendir.
İlkel insanlar güneşin her gece dünyayı terk ettiğini, bırakıp gittiğini düşünürlerdi.
Aslında dünya güneşe sırtını dönmektedir.
Refah için de aynı şekilde olur.O bizi hiç bir zaman terk etmez. 
Ama bazen biz yönümüzü çevirir, ona sırtımızı döneriz.
29. REFAHI HAYATA GEÇİRMEK YARGILAMA İLE İLGİLİ DEĞİLDİR.
Evrendeki her şeyi eşit ve zıt bir kuvvet dengeler.
Erkek ve dişi, yin ve yang, pozitif ve negatif.
Tüm adil muameleler kazan-kazan prensibine ya da başka şekilde söylersek, değerlerin adil değiş-tokuşuna dayanır.
Şimdi burada eklemeliyim ki, negatif terimini örneği netleştirmek amacıyla kullanıyorum.
Gerçekte, bu dünyayı yaratan gücün pozitif ve iyi olduğuna inanıyorum.
Negatif ya da kötü olarak etiketleyebileceğimiz şeyler kötü bir Tanrı ya da evrenden değil bizim o iyiye kendi tepkilerimizden kaynaklanırlar.
Süpermarket yolunda tekeriniz patlarsa, muhtemelen bunun kötü olduğunu düşünürsünüz.
Ama (kızını üniversiteye göndermeye çalışan ) tekerlek dükkanının sahibi bunu iyi olarak görebilir.Dişlerimin eğriliğini negatif olarak düşünmeyi seçebilirdim.Ama diş tellerimi yapan dişçinin bakış açısı farklı olabilir.
Kış kötü ve yaz iyi değildir.Ve ilkbaharın kötü sonbaharın iyi olması gerekmez.
Sadece oldukları gibidirler.Ve biz herhangi bir şeyin bize bir anlam ifade etmesi için zıtlıklara ihtiyaç duyarız.Öyleyse buradaki nokta neyin iyi ya da kötü olduğuna dair felsefe üretmemek ya da etiketlerle kendimize taraf seçmemektir.
Önemli olan hiçbir şeyin bedava olmadığını, her şeyin adil bir değer alış-verişiyle geldiğini anlamanızdır.Her şeyin.
30. PARAYLA OLAN İŞBİRLİĞİNİZ ONU KENDİNİZE ÇEKİP ÇEKMEDİĞİNİZİ BELİRLER
Parasız insanların genellikle parayı çevreleyen bir negatif enerjileri ve anlam yüklemeleri vardır.Para gerektiren şeyleri nasıl yapamadıkları konusunda takıntılı olurlar.
Zengin insanların parayla çok pozitif bir işbirliği/ilişkisi vardır.
Onu, onlara getirdiği özgürlük, zevk ve keyif anlamında ele alırlar.
Parayla olumlu bir işbirliği/ilişki onu size çekerken, olumsuz bir işbirliği yapmak onu sizden uzaklaştırır.
31. MEVCUT GÖREVİNİZİ BİTİRMEDEN, BİR SONRAKİ GÖREVİNİZİ ALAMAZSINIZ.
Ve sadece bitirmeniz yetmez, doğru yapmış olmanız ve yapabileceğinizin en iyisini ortaya koymuş olmanız gerekir.
Refah dolu bir hayat, her biri sizi büyüten, yeteneklerinizi geliştiren, bilincinizi genişleten görevler dizisidir.
Bilinciniz büyüdükçe, sizin yaptığınız etki de büyür.
Böylece onları karşılama yeteneğiniz arttıkça sorumluluklarınız artar.
Daha büyük bir çemberi etkilemeye başlarsınız ve bu da daha büyük refahı size doğru çeker.
32. REFAH BİLİNCİNE SAHİP İNSANLAR AYKIRI OLANLARDIR.
Maalesef, yığınların büyük kısmı sessiz bir çaresizlik olan yaşamlarını zorla sürdüren hasta, yoksul ve mutsuz insanlar.
Her günü, kendilerine söylenen ve yapmaları beklenen şeyleri yaparak zor ve tatsız geçirirler.Nasıl düşüneceklerini bilmezler.
NE düşünecekleri kendilerine o kadar uzun süredir söylenmiştir ki artık NASIL düşüneceklerini bilmiyorlardır.
Eğer başarmak istiyorsanız aykırı, karşı çıkan, kendi kafasının dikine giden biri olmaya ihtiyacınız var.Ama bunu yapmak için, eleştirel düşünmeye yatkın olmanız gerekir.
Bu bir sürünün yapabileceği bir şey değildir.
Çoğu insanın o çaresiz yaşamları yaşamasının sebebi, fark etmeye yetersiz olmalarıdır.
Bill Gates"in trilyoner olmasının nedeni başkalarının fark edemediklerini fark etmesidir.
Okuduğunuz ve duyduğunuz şeyleri sorgulayın.
Sürünün neden öyle düşündüğünü analiz edin.Ve farklı düşünün.
33. ZENGİNLİĞİNİZ SADECE SİZİN BÜYÜDÜĞÜNÜZ HIZDA BÜYÜR.
Siz büyüdükçe, bilinciniz gelişir.
Bilinciniz geliştikçe, kendinize daha çok refah ve bereket çekersiniz.
Burada kısa yollar yoktur.
Güvenilen ve büyük refahla kutsanan bir insan olmak için, gerekli kişisel gelişimi yapmaya istekli olmalısınız.
34. EVREN SİZİN İÇİN YALNIZCA SİZİN SAYENİZDE YAPILABİLEN ŞEYLERİ YAPABİLİR.
"Dua ederken, bir yandan da harekete geç" denir.
Evren ışığı size sağlar, ama hala elektrik düğmesine basmak zorundasınız.
Refahı planlamak iyidir, ama hala sadece planlamadır.
Bir kez olumlamalarınız planlandığında, hareket planınızı oluşturun.
35. BAŞKALARI HAKKINDA DEDİKODU YAPMAK NEGATİF BİR REFAH BORCU YARATIR.
Bu, refahın boşluk prensibinin bir koludur.
Başkaları hakkında dedikodu yaptığınızda onların sıkıntılarını izlemekten zevk alan birisi haline gelirsiniz ve bunun için bir karma borcuna girersiniz.
Bu aynı zamanda halkın eğlencesi için insanların cehaletini sömüren televizyon realite şovlarını izlediğiniz zaman da geçerlidir.
36. İNTİKAM DIŞARI ÇIKTIĞINDA REFAH İÇERİ GİRER.
Refaha en büyük engellerden biri intikam, dargınlık ve incinmeye tutunan insanlardan gelir.
Refah, bunları taşıyan bir kalpte var olamaz.
Bu duygulara tutunmak, sadece onları taşıyan insanı üzer ve refahı ayrı bir yerde tutar.
Hayatınızda size kötülük yapan herkesi bağışlamalısınız.
Ve özellikle birini daha bağışlamalısınız: Kendinizi.
Kendinizi bağışlayamazsanız, bolluğu kabul edemezsiniz.
37. HAYALİNİZ SİZE HİÇ TAM ŞU AN OLDUĞUNDAN DAHA YAKIN OLMAMIŞTI!
Yaşamda tesadüfler yoktur ve bu refahla ilgili yazıyı okumanız da bir rastlantı değildir.
Siz vizyonu olan bir insansınız ve yoksa bu kadar ileri gidemezdiniz.
Kendinizi "refah yasalarının" nasıl işlediği konusunda eğittiniz.
İnsanı mecbur eden bir hayali olan birinin, aslında evreni isteğine yönelttiğini biliyorsunuz.
Bolluk içindeki refahı hayata geçirmek, onu yöneten sırları öğrenmekten geçer.
Sizin henüz yapmış olduğunuz şey.
Peşinden gidin!
Randy Gage
Hollywood, Florida Mart, 2003